Translation of "Çalınan" in English

Çalınan paradan vazgeçmeyeceğim.

I won't give up on the stolen money.

Çalınan onun defteriydi.

It was his notebook that was stolen.

Çalınan para bulundu.

The stolen money has been found.

Onlar çalınan parayı buldular.

They found the stolen money.

O, onun çalınan bisikletiydi.

It was his bicycle that was stolen.

O, arabası çalınan adam.

This is the man whose cars were stolen.

Polisler çalınan mücevheri kurtardı.

The police recovered the stolen jewelry.

Polis çalınan parayı kurtardı.

- The police recovered the stolen money.
- The police gave back the money they stole.

Tom çalınan arabasını bildirdi.

Tom reported his car stolen.

Çalınan araç otoparkta bulundu.

The stolen car was found in the parking lot.

O, çalınan cüzdanını kurtardı.

He recovered his stolen wallet.

Çalınan parayı düşünmemek elimde değil.

I can't stop thinking about the stolen money.

Çalınan para sonunda iade edildi.

The stolen money was eventually returned.

Çalınan para yeniden ele geçirilmedi.

The stolen money hasn't been recovered.

Çalınan çantasını bulmak ona sürpriz oldu.

He was surprised to find his stolen bag.

Tom çalınan yüzüğü bir çorapta sakladı.

Tom hid the stolen ring in a sock.

Tom bankadan çalınan paranın miktarını hesapladı.

Tom calculated the amount of money that was stolen from the bank.

Tom çalınan mücevherleri Mary'nin odasında buldu.

Tom found the stolen jewelry in Mary's room.

Çalınan bisikletin ona ait olduğu belli oldu.

It became clear that the stolen bicycle belonged to him.

Bu "doğuşkanları" duyuyoruz çalınan notalarla aynı anda.

alongside the pitches that they're playing.

Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.

The police have been searching for the stolen goods for almost a month.

Tom bana çalınan elmasları nereye sakladığını söyledi.

Tom told me where he hid the stolen diamonds.

Sen hiç gitarla çalınan o müziği duydun mu?

Have you ever heard that music played on the guitar?

Tom çalınan parayı kendisi için saklamaya niyet etti.

Tom intended to keep the stolen money for himself.

Tom'un çalınan parayı nereye sakladığını bulup bulamayacağımı görmek istiyorum.

I want to see if I can find out where Tom hid the stolen money.

Cornelius Gurlitt Naziler tarafından çalınan 1400 sanat eserini dairesinde saklamıştı.

Cornelius Gurlitt had hidden 1400 works of art stolen by the Nazis in his apartment.

Çalınan elmaslarla Tom'un ne yaptığını bulmakla ilgilenen tek kişi ben değilim.

I'm not the only one interested in finding out what Tom did with the stolen diamonds.

Polis çalınan ayakkabıların orada olmadığından emin olmak için o evi araştırdı.

The police searched that house to be sure the stolen shoes were not there.

Düğün Marşı bana her zaman askerler savaşa giderken çalınan müziği hatırlatır.

The Wedding March always reminds me of the music played when soldiers go into battle.

Tom çalınan parayı bir ayakkabı kutusuna koydu ve dolabının arkasına sakladı.

Tom put the stolen money in a shoe box and hid it in the back of his closet.