Translation of "Bildirdi" in English

0.007 sec.

Examples of using "Bildirdi" in a sentence and their english translations:

Başarısını ebeveynlerine bildirdi.

She informed her parents of her success.

Bana kim bildirdi?

Who notified me?

Tom'a kim bildirdi?

Who notified Tom?

Mary'ye kim bildirdi?

Who notified Mary?

Bize kim bildirdi?

Who notified us?

O polise bildirdi.

She notified the police.

Kim size bildirdi?

Who notified you?

Onlara kim bildirdi?

Who notified them?

Leyla yangını bildirdi.

Layla reported the fire.

O, masum olduğunu bildirdi.

He declared that he was innocent.

O, gördüklerini onlara bildirdi.

He reported to them what he had seen.

O, kazayı sigortacısına bildirdi.

He reported the accident to his insurance company.

Trafik kazasını polise bildirdi.

He notified the police of the traffic accident.

O, vardığını bana bildirdi.

He let me know that he had arrived.

Tom çalınan arabasını bildirdi.

Tom reported his car stolen.

Tom Mary'ye gerçekleri bildirdi.

Tom reported the facts to Mary.

Tom cinayeti polise bildirdi.

Tom reported the murder to the police.

O, kararını bana bildirdi.

She informed me of her decision.

O, kazasını polise bildirdi.

He reported his accident to the police.

Tom hemen suçu bildirdi.

Tom immediately reported the crime.

Tom hemen hırsızlığı bildirdi.

Tom immediately reported the theft.

Tom hemen polise bildirdi.

Tom immediately notified the police.

Tom, Mary'ye geldiğini bildirdi.

Tom let Mary know that he had arrived.

Sami cinsel saldırıyı bildirdi.

Sami reported the sexual assault.

Ve casuslar Türklerin toplandığını bildirdi.

And the scouts reported that the Turks have gathered.

Saat üçte başlayacağını bana bildirdi.

He notified me that he would start at three.

Onun öldüğünü sana kim bildirdi?

Who broke the news of her death to you?

Niçin gelmediği hakkında mazeret bildirdi.

He gave an excuse about why he had been absent.

Genelkurmay başkanı savaşın kaybedildiğini bildirdi.

The army chief reported that the war was lost.

Tom Mary'nin eksik olduğunu bildirdi.

Tom reported Mary missing.

Tom detaylı olarak kazayı bildirdi.

Tom reported his accident in detail.

Tom, Mary'ye bunu yapamadığını bildirdi.

Tom informed Mary that he couldn't do that.

Tom bunu yaptığını Mary'ye bildirdi.

Tom let Mary know that he had done that.

Sami, Leyla'ya Kahire'ye gideceğini bildirdi.

Sami informed Layla that he was going to Cairo.

Sami, Leyla'nın kayıp olduğunu bildirdi.

Sami reported Layla missing.

Tom bunu yapabildiğini bana bildirdi.

- Tom let me know he could do that.
- Tom let me know that he could do that.

- Tom her şeyin tamam olduğunu bildirdi.
- Tom her şeyin iyi olduğunu bildirdi.

Tom reported that everything was OK.

O gazeteci durumu hemen Türkiye'ye bildirdi

One journalist immediately reported the situation in Turkey

O, ona emekli olma niyetini bildirdi.

She announced her intention to retire.

Tom her şeyin yolunda olduğunu bildirdi.

Tom reported that everything was in order.

Tom, kız kardeşinin kayıp olduğunu bildirdi.

Tom reported his sister missing.

- Tom fikrini bildirdi.
- Tom diyeceğini dedi.

Tom has had his say.

Tom, John'un kaçmayı planladığını müdüre bildirdi.

Tom informed the warden that John was planning to escape.

Dan, Linda'nın gerçek kimliğini polise bildirdi.

Dan informed the police of Linda's true identity.

Onlar hemen polise onun hakkında bildirdi.

They immediately informed the police about it.

Tom nasıl hissettiğini kesinlikle bize bildirdi.

Tom certainly let us know how he felt.

Tom, Mary'ye onu yapmaması gerektiğini bildirdi.

Tom informed Mary that she shouldn't do that.

Tom, Mary'ye bunu yapması gerektiğini bildirdi.

Tom informed Mary that she should do that.

Tom bana bunu yapmak istediğini bildirdi.

- Tom let me know that he wanted to do that.
- Tom let me know he wanted to do that.

Mary Tom'a araba sürmek istediğini bildirdi.

Mary let Tom know that she wanted to drive.

Tom, Mary'ye araba sürmek istediğini bildirdi.

Tom let Mary know that he wanted to drive.

Tom Mary'ye nereye gitmek istediğini bildirdi.

Tom let Mary know where he wanted to go.

Tom, Mary'ye ne yemek istediğini bildirdi.

Tom let Mary know what he wanted to eat.

Tom, Mary'ye ne yapmak istediğini bildirdi.

Tom let Mary know what he wanted to do.

Sami, polise Leyla'nın kayıp olduğunu bildirdi.

Sami reported Layla missing to police.

Tom bana bir hata yaptığımı bildirdi.

Tom let me know that I'd made a mistake.

Tom, bunu yapmayı sevmediğini bize bildirdi.

- Tom let us know he didn't like doing that.
- Tom let us know that he didn't like doing that.

O, ne gördüğünü polise tam olarak bildirdi.

He reported fully what he had seen to the police.

Gazeteci görüşmelerdeki her bir yeni gelişmeyi bildirdi.

The journalist reported each new development in the talks.

Tom bizim için çalışmakla ilgilenmediğini bize bildirdi.

Tom let us know that he wasn't interested in working for us.

Dan, kızının kaçırılıp tecavüze uğradığını polise bildirdi.

Dan reported to the police that his daughter had been abducted and raped.

Sinek, telsiziyle "ben çorbanın içindeyim." diye bildirdi.

"I am in the soup," reported the fly through its walkie-talkie.

Tom evi satmak için Mary'ye kararını bildirdi.

Tom informed Mary of his decision to sell the house.

Siyah bulutlar gelen gök gürültülü fırtınayı bildirdi.

Black clouds announced the coming thunderstorm.

Fadıl polisi aradı ve kayıp çocuğunu bildirdi.

Fadil called the police and reported his child missing.

Tom, Mary'ye bugün onu yapması gerektiğini bildirdi.

Tom informed Mary that she needed to do that today.

Tom, Mary'ye bunu neden yapması gerektiğini bildirdi.

Tom informed Mary why he had to do that.

Mary Tom'a nasıl araba süreceğini bilmediğini bildirdi.

Mary let Tom know she didn't know how to drive.

Tom nasıl araba süreceğini bilmediğini Mary'ye bildirdi.

Tom let Mary know he didn't know how to drive.

Sami, Leon polisine Leyla'nın kayıp olduğunu bildirdi.

Sami reported Layla missing to Leon police.

- Sami polise başvurdu ve Leyla'nın kayıp olduğunu bildirdi.
- Sami polisle temasa geçti ve Leyla'nın kayıp olduğunu bildirdi.

Sami contacted the police and reported that Layla was missing.

Keiko onun güvenli bir şekilde gelişini ona bildirdi.

Keiko informed him of her safe arrival.

Tom kesinlikle fikirlerim hakkında ne düşündüğünü bana bildirdi.

Tom certainly let me know what he thought of my ideas.

Tom polisi aradı ve kızının kayıp olduğunu bildirdi.

Tom called the police and reported that his daughter was missing.

Tom Mary'ye neden bunu yapmak zorunda olduğunu bildirdi.

Tom informed Mary why she had to do that.

Memur bir park yeri alma ricasının reddedildiğini Bob'a bildirdi.

The official informed Bob that his request for a parking permit had been rejected.

Tom Mary'ye onu tek başına yapmak zorunda kalacağını bildirdi.

Tom informed Mary that she was going to have to do that by herself.

Tom, parası bitene kadar Boston'da kalmayı planladığını bana bildirdi.

- Tom let me know that he planned to stay in Boston until his money ran out.
- Tom let me know that he planned on staying in Boston until his money ran out.

- Tom bunu rapor etti mi?
- Tom bunu bildirdi mi?

Has Tom reported it?

- Tom, Mary'ye gerçeği bildirdi.
- Tom Mary'nin gerçeği bilmesine izin verdi.

Tom let Mary know the truth.

Research in Motion 2000 işçinin çıkarıldığını ve şirketin yeniden yapılanmasını bildirdi.

Research in Motion announced the layoff of 2000 employees and a restructuring of the company.

- Sami, Leyla'yı aradı ve başsağlığı diledi.
- Sami, Leyla'yı aradı ve taziyelerini bildirdi.

Sami called Layla and expressed his condolences.

- Hükümet vergileri düşürmek için niyetini açıkça bildirdi.
- Hükümet, niyetinin vergileri düşürmek olduğunu açıkça belirtti.

The government explicitly declared its intention to lower taxes.

- Tom, Mary'yi azarladı.
- Tom, Mary'ye haddini bildirdi.
- Tom, Mary'ye ağzının payını verdi.
- Tom, Mary'ye kalayı bastı.
- Tom, Mary'ye ağzına geleni söyledi.

Tom gave Mary a piece of his mind.