Translation of "''İzleyiciler''" in English

0.008 sec.

Examples of using "''İzleyiciler''" in a sentence and their english translations:

İzleyiciler: Evet!

Audience: Yeah!

''İzleyiciler'' demek istemiyorum,

I don't want to say "the audience,"

Eh, sevgili izleyiciler… orada

Well, my dear viewers… there

Kahkaha izleyiciler arasında yayıldı.

Laughter rippled through the audience.

İzleyiciler Tom'u ayakta alkışladılar.

The audience gave Tom a standing ovation.

Sevgili izleyiciler, eğer ticaret savaşı

Listen, my dear viewers, if you thought

Tom bazı izleyiciler tarafından yuhalandı.

Tom was booed by a number of audience members.

Galerideki izleyiciler çok gürültü yapıyorlardı.

The spectators in the gallery were making a lot of noise.

Bence izleyiciler komik olduğumu düşündüler.

I think the audience thought I was funny.

Tom Mary'nin izleyiciler arasında oturduğunu fark etti.

Tom noticed Mary sitting in the audience.

Evet sevgili izleyiciler… Arjantin'de 2002 yılında ne oldu?

So my dear viewers… what happened in Argentina in the year 2002?

Çünkü, sevgili izleyiciler, Porto Riko, çıkça, iflas etmiş.

Because, dear viewers, Puerto Rico is, simply and plainly, insolvent.

Harika şairlere sahip olmak için büyük izleyiciler olmalıdır.

To have great poets, there must be great audiences.

- İzleyiciler kahkahaya boğulmuştu.
- Seyirciler arasında kahkaha tufanı koptu.

There was a roar of laughter from the audience.

Bu film, tüm izleyiciler için derin bir yansıma bırakır.

This movie causes all viewers to reflect deeply.

Televizyon istasyonundaki işim izleyiciler tarafından yazılan mektupları ele almak.

My work at the TV station is handling letters written in by viewers.