Translation of "Kahkaha" in English

0.014 sec.

Examples of using "Kahkaha" in a sentence and their english translations:

Kahkaha patlattı.

She burst out laughing.

Kahkaha öldürebilir.

Laughter can kill.

Kahkaha bulaşıcıdır.

Laughter is infectious.

Kahkaha ile güldük.

We roared with laughter.

O kahkaha attı.

She burst into laughter.

Tom kahkaha attı.

Tom burst into laughter.

Kahkaha odayı doldurdu.

Laughter filled the room.

Neredeyse kahkaha patlatacaktım.

I almost laughed out loud.

Herkes kahkaha atıyor.

Everybody is laughing.

Neredeyse kahkaha atıyordum.

I almost laughed.

Herkes kahkaha atıyordu.

- Everybody was laughing.
- Everyone was laughing.

Sadece kahkaha atıyorlardı.

They were just laughing.

Kendime rağmen kahkaha attım.

I laughed in spite of myself.

Kahkaha, sağlık için iyidir.

Laughter is good for your health.

İzleyici kahkaha ile güldü.

The audience roared with laughter.

Bitişik odada kahkaha duydum.

I heard laughter in the next room.

Ben bir kahkaha patlattım.

I burst out laughing.

Kahkaha, sağlığınız için iyidir.

Laughing is good for your health!

Tom dışarıda kahkaha duydu.

Tom heard laughter outside.

Tom bir kahkaha bastırdı.

Tom stifled a laugh.

Kahkaha insanların bir özelliğidir.

Laughter is a feature of mankind.

Beni gördüğünde kahkaha patlattı.

She burst out laughing when she saw me.

Kahkaha bir insan özelliğidir.

Laughter is a human trait.

Kahkaha ciddi bir konudur.

Laughter is a serious matter.

Kahkaha izleyiciler arasında yayıldı.

Laughter rippled through the audience.

Ara sıra kahkaha vardı.

There was occasional laughter.

Kahkaha atmaya devam ettim.

I kept laughing.

Yıllardır öyle kahkaha atmadım.

I haven't laughed like that in years.

Derin kahkaha gözyaşları getirir.

Deep laughter brings tears.

Genç kız kaygısızca kahkaha attı.

The young girl laughed carelessly.

Kahkaha ile gülmekten kendini alamadı.

She couldn't help bursting into laughter.

- Niçin gülüyorsunuz?
- Neden kahkaha atıyorsun?

Why are you laughing?

Tom acı bir kahkaha attı.

Tom gave a bitter laugh.

Herkes ani bir kahkaha patlattı.

Everyone suddenly burst into laughter.

Kahkaha ağrının hafiflemesine yardım eder.

Laughter helps ease the pain.

Kahkaha iyi bir ilişkide esastır.

Laughter is essential in a good relationship.

Tom kahkaha ile cevap verdi.

Tom answered with laughter.

Tom neredeyse yüksek sesle kahkaha atacaktı.

Tom nearly laughed out loud.

Epeydir şöyle güzel bir kahkaha atmadım.

I haven't had a good laugh in a long time.

O beni çıplak görünce kahkaha patlattı.

When she saw me naked, she burst out laughing.

Kahkaha harikadır ama gülümsemek de iyidir.

So while laughter is great, a smile is also good.

Seni böyle gördüklerinde iyi kahkaha atacaklar.

They will have a good laugh when they see you like this.

Sırtlanın havlaması kahkaha gibi ses çıkarıyor.

The hyena's bark sounds like laughter.

Çok uzun zamandır öyle kahkaha atmamıştım.

I hadn't laughed like that in a very long time.

Tom isterik biçimde kahkaha atmaya başladı.

Tom began to laugh hysterically.

Eğer anlayışım hala insanlardan kahkaha duymak olsaydı,

If my mindset was still to get laughs from people,

- Herkes gülmeye başladı.
- Herkes kahkaha atmaya başladı.

Everyone started laughing.

Bu kitap bana iyi bir kahkaha attırdı.

This book gave me a good laugh.

- Tom kahkaha attı.
- Tom birden gülmeye başladı.

- Tom burst out laughing.
- Tom burst into laughter.

Sami'nin evi sevgi ve kahkaha ile doluydu.

Sami's home was filled with love and laughter.

Gülme gazı denen metan kahkaha sebebi değil. Hatta

, methane called laughing gas is not a cause for laughter. Maybe even

Kahkaha olmayan bir gün, boşa harcanmış bir gündür.

A day without laughter is a day wasted.

- Kahkaha en iyi ilaçtır.
- Gülmek en iyi ilaçtır!

Laughter is the best medicine.

O bir kahkaha ile onu teklife cevap verdi.

He responded to her offer with a laugh.

- İzleyiciler kahkahaya boğulmuştu.
- Seyirciler arasında kahkaha tufanı koptu.

There was a roar of laughter from the audience.

- İkisi de gülmeye başladı.
- İkisi de kahkaha atmaya başladı.

Both of them started laughing.

Kahkaha kibire karşı tek tedavidir ve kibir gülünebilir tek hatadır.

Laughter is the only cure against vanity, and vanity is the only laughable fault.

- Tom bir idiot gibi güldü.
- Tom bir aptal gibi kahkaha attı.

Tom laughed like an idiot.

Tom bir kahkaha kulübüne katıldı ve onun stres seviyeleri önemli ölçüde düştü.

Tom has joined a laughter club and his stress levels have decreased significantly.

Kahkaha bir cam sileceği gibidir. Yağmuru durduramaz, ancak seni ileri doğru hareket ettirir.

Laughter is like a windshield wiper. It can't stop the rain, but it lets you move ahead.

Hepimiz eski zamanlardan kitaplarda kalan eski yasaları duyduk, bunların çoğu birkaç kahkaha için iyidir.

We’ve all heard of outdated laws that remain on the books from earlier times, many of which are good for a few laughs.

Her gün kahkaha atmakla ve ağlamakla çok meşgulüm bu yüzden ders çalışmak için zamanım yok.

I'm so busy laughing and crying every day I don't have time to study.