Translation of "Yaşadığını" in Dutch

0.013 sec.

Examples of using "Yaşadığını" in a sentence and their dutch translations:

- Onun nerede yaşadığını biliyorum.
- Nerede yaşadığını biliyorum.

Ik weet waar hij woont.

Nerede yaşadığını biliyorum.

Ik weet waar je woont.

Boston'da yaşadığını bilmiyordum.

- Ik wist niet dat je vroeger in Boston woonde.
- Ik wist niet dat u vroeger in Boston woonde.
- Ik wist niet dat jullie vroeger in Boston woonden.

- Onun nerede yaşadığını biliyor musun?
- Nerede yaşadığını biliyor musun?
- Nerede yaşadığını biliyor musunuz?
- Onun nerede yaşadığını biliyor musunuz?

- Weet je waar ze woont?
- Weet u waar ze woont?

- Onun nerede yaşadığını biliyor musun?
- Nerede yaşadığını biliyor musun?

- Weet gij waar hij woont?
- Weet jij waar hij woont?

Onun nerede yaşadığını biliyorum.

- Ik weet waar hij woont.
- Ik weet waar ze woont.

Senin Boston'da yaşadığını düşündüm.

- Ik dacht dat je in Boston woonde.
- Ik dacht dat u in Boston woonde.

Onun nerede yaşadığını bilmiyorum.

Ik weet niet waar hij woont.

Tom'un Boston'da yaşadığını duydum.

Ik heb gehoord dat Tom in Boston woont.

Torunlarının Boston'da yaşadığını bilmiyordum.

Ik wist niet dat jouw kleinkinderen in Boston woonden.

Tom'un Boston'da yaşadığını bilmiyordum.

- Ik wist niet dat Tom in Boston gewoond heeft.
- Ik wist niet dat Tom in Boston woonde.

Tom'un Boston'da yaşadığını unuttum.

- Ik was vergeten dat Tom vroeger in Boston woonde.
- Ik vergat dat Tom vroeger in Boston woonde.

Tom'un Boston'da yaşadığını düşünüyordum.

Ik dacht dat Tom in Boston woonde.

Tom'un Boston'da yaşadığını düşündüm.

Ik dacht dat Tom in Boston woonde.

Tom'un nerede yaşadığını biliyorum.

Ik weet waar Tom woont.

Tom'un burada yaşadığını bilmiyordum.

Ik wist niet dat Tom hier woonde.

Hâlâ Boston'da yaşadığını sanıyordum.

- Ik neem aan dat je nog steeds in Boston woont.
- Ik neem aan dat u nog steeds in Boston woont.

Bana nerede yaşadığını söyle.

Vertel me waar je woont.

Tom'un Boston'da yaşadığını biliyorum.

Ik weet dat Tom in Boston heeft gewoond.

Bana onun nerede yaşadığını söyle.

Zeg me waar ze woont.

Onun nerede yaşadığını merak ediyorum.

Ik vraag me af waar zij woont.

Nerede yaşadığını bana hala söylemedin.

Je hebt me nog steeds niet verteld waar je woont.

Tom'un nerede yaşadığını bile bilmiyorum.

Ik weet niet eens waar Tom woont.

Eskiden Boston'da yaşadığını söylediğini düşündüm.

Ik dacht dat je zei dat je vroeger in Boston woonde.

- Hayatta olduğunu biliyordum.
- Yaşadığını biliyordum.

Ik wist dat je leefde.

Tom'un Boston'da yaşadığını söylediğini düşündüm.

Ik dacht dat je zei dat Tom vroeger in Boston woonde.

Ben senin Boston'da yaşadığını sanıyordum.

- Ik dacht dat je in Boston woonde.
- Ik dacht dat u in Boston woonde.
- Ik dacht dat jullie in Boston woonden.

Kardeşinin orada yaşadığını nasıl öğrendin?

Hoe ben je erachter gekomen dat je broer daar woonde?

Bu evde kimin yaşadığını biliyorum.

Ik weet wie in dit huis woont.

Ben amcanın Nyíregyháza'da yaşadığını sanıyordum.

Ik dacht dat jouw oom in Nyíregyháza woonde.

Tom'un artık Boston'da yaşadığını sanmıyorum.

Ik denk niet dat Tom nog in Boston woont.

Onun nerede yaşadığını biliyor musun?

- Weet gij waar hij woont?
- Weet jij waar hij woont?
- Weet u waar hij woont?

Tom'un hâlâ Boston'da yaşadığını düşündüm.

Ik dacht dat Tom nog steeds in Boston woonde.

Tom Mary'nin nerede yaşadığını biliyor.

Tom weet waar Maria woont.

Tom'un eskiden Boston'da yaşadığını bilmiyordum.

- Ik wist niet dat Tom vroeger in Boston woonde.
- Ik wist niet dat Tom vroeger in Boston heeft gewoond.

Tom'un hala Boston'da yaşadığını bilmiyordum.

Ik wist niet dat Tom nog in Boston woonde.

Tom'un Boston'da kaç yıl yaşadığını bilmiyorum.

- Ik weet niet hoeveel jaar Tom in Boston woonde.
- Ik weet niet hoeveel jaar Tom in Boston heeft gewoond.

- Nerede yaşadığınızı biliyorum.
- Nerede yaşadığını biliyorum.

Ik weet waar je woont.

Buradaki herhangi biri Tom'un nerede yaşadığını biliyor mu?

Weet iemand waar Tom woont?

Bu kasabada gerçekten kaç kişinin yaşadığını öğrenmeye çalıştım.

Ik trachtte te weten te komen hoeveel mensen er echt wonen in deze stad.

- Teyzemin nerede oturduğunu bilmiyorum.
- Halamın nerede yaşadığını bilmiyorum.

Ik weet niet waar mijn tante woont.

Tom'un şimdi Mary'nin nerede yaşadığını bildiğini mi düşünüyorsun?

- Denk je dat Tom weet waar Maria nu woont?
- Denken jullie dat Tom weet waar Maria nu woont?

Julia'nın 10 yıl Moskova'da yaşadığını biliyor muydun? Bu nedenle o kadar iyi Rusça konuşur.

Wist je dat Julia tien jaar in Moskou gewoond heeft? Daarom spreekt ze zo goed Russisch.