Translation of "Yürüyüş" in Dutch

0.004 sec.

Examples of using "Yürüyüş" in a sentence and their dutch translations:

Yürüyüş yapmayı severim.

Ik wandel graag.

Yürüyüş yapmaya git.

Ga wandelen!

Parkta yürüyüş yapıyoruz.

- We lopen in het park.
- We wandelen in het park.

Caddeler yerine yürüyüş alanları

en wandelwegen in plaats van straten,

O yürüyüş yapmayı sever.

Hij houdt ervan wandelingen te maken.

Yürüyüş için dışarı çıktı.

Hij is buiten aan het wandelen.

Ben bir yürüyüş yaptım.

Ik ging wandelen.

Babam parkta yürüyüş yapar.

Mijn vader wandelt in het park.

İstasyon bir saatlik yürüyüş mesafesinde.

Het is een uur lopen naar het station.

Otobüs durağına on dakikalık yürüyüş.

De bushalte is hier tien minuten lopen vandaan.

Babam parkta bir yürüyüş yapıyor.

Mijn vader wandelt in het park.

Yürüyüş için dışarı çıkabilir miyim?

Mag ik buiten gaan wandelen?

Babam her gün yürüyüş yapar.

Mijn vader maakt iedere dag een wandeling.

Yemeklerden sonra yürüyüş yapmaktan hoşlanırım.

Ik hou van een wandeling na de maaltijd.

- Babam yürüyüş yapar.
- Babam yürüyor.

Mijn vader loopt.

Önümüzdeki birkaç yıl parkta yürüyüş olmayacak.

De komende paar jaar zullen niet meevallen.

Bu, yürüyüş için en iyi mevsim.

Dit is het beste seizoen om te wandelen.

Parkta bir yürüyüş yapmaya ne dersiniz?

Wat vind je ervan om een wandeling te maken in het park?

Yürüyüş için canım dışarı çıkmak istedi.

Ik had zin om te gaan wandelen.

Balıkçılık, avcılık, yürüyüş ve kayakçılık popülerdir.

Vissen, jagen, wandelen en skiën zijn populair.

Bizim okul eve on dakikalık yürüyüş mesafesindedir.

Onze school is minder dan tien minuten lopen vanaf mijn huis.

Otobüs durağı buradan beş dakikalık yürüyüş mesafesinde.

De bushalte is op vijf minuten lopen van hier.

Hayat her zaman parktaki bir yürüyüş değildir.

Het leven valt niet altijd mee.

Okul istasyona beş dakikalık yürüyüş mesafesinde yer almaktadır.

- De school bevindt zich te voet op vijf minuten van het station.
- De school bevindt zich op minder dan vijf minuten lopen van het station.

- Yürüyüş yapmayı severim.
- Ben yürümeyi severim.
- Yürümeyi severim.

- Ik loop graag.
- Ik wandel graag.

Parkta yürüyüş yapar gibi rahat ve doğal bir histi,

Het voelde net zo makkelijk als een boswandeling,

Kısa bir yürüyüş yapmak için dışarı çıkmaya ne dersin?

Wil je een korte wandeling maken?