Translation of "Aramak" in Dutch

0.004 sec.

Examples of using "Aramak" in a sentence and their dutch translations:

- Çilingiri aramak zorunda kaldık.
- Anahtarcıyı aramak zorundaydık.

We moesten de slotenmaker erbij halen.

Polisi aramak istemiyorum.

Ik wil de politie niet bellen.

Onu aramak istedim.

Ik wilde hem bellen.

Onu aramak zorundayız.

We moeten hem bellen.

Anahtarcıyı aramak zorundaydık.

We moesten de slotenmaker erbij halen.

Onları aramak zorundayım.

Ik moet ze bellen.

Dolma kalemimi aramak zorundayım.

Ik moet mijn pen zoeken.

Onları aramak için gidemez miyim?

Kan ik niet naar ze gaan zoeken?

Seni tekrar aramak zorunda kalacağım.

Ik zal je terug moeten bellen.

Tom'u aramak için çok erken mi?

Is het te vroeg om Tom te bellen?

Lezzetli şeyler yerken olduğu gibi, haz aramak

Om plezier op te zoeken, zoals lekker eten,

Böyle bir kasaba börtü böcek aramak için

Zo'n stadje is een goede plek...

Bence yarı zamanlı bir iş aramak zorundasın.

- Ik denk dat je naar een deeltijdbaan moet zoeken.
- Ik vind dat je naar een deeltijdbaan moet zoeken.

Yapman gereken ilk şey bir avukatı aramak.

Het eerste wat je zou moeten doen is een advocaat bellen.

- Patronumu aramak istiyorum.
- Patronuma telefon etmek istiyorum.

Ik wil mijn baas bellen.

Özellikle böyle sistemleri aramak üzere tasarlanmış gözlemevleri kurduk.

We bouwden waarnemingsstations speciaal voor dit doel.

Madeni aramak istiyorsanız "Sağ" ve "Tamam" tuşlarına basın.

Als je de mijn wilt doorzoeken, druk dan rechts en oké.

Beni gece çok geç saatte aramak zorunda değildin.

Je hoefde me niet zo laat op de avond op te bellen.

9:00'dan sonra aramak daha ucuz mudur?

Is telefoneren na 9 uur goedkoper?

Onu aramak için bir yerden bir yere gitti.

Ze ging van hier naar daar om hem te zoeken.

Onu aramak istiyorum. Onun numarası sende var mı?

Ik wil hem telefoneren, hebt ge zijn nummer?

Böyle pek uygunsuz saatlerde neden beni aramak zorundasın?

Waarom bel je me op zo'n onchristelijk tijdstip?

Bir park yeri aramak için çok zaman harcadık.

Wij hebben veel tijd besteed aan het zoeken naar een parkeerplaats.

Onu aramak istiyorum. Sende onun telefon numarası var mı?

Ik wil hem telefoneren, hebt ge zijn nummer?

Ama devasa çöl arazisinde bir akrep aramak çok uzun sürebilir.

Maar zoeken naar een schorpioen kan lang duren in deze woestenij.

Bu mezgitleri kuzeye gitmeye ve daha soğuk bölgeleri aramak için

Het is misschien een van de krachten die de koolvis naar het noorden drijft,

Bakın, buradaki her şey dağılıyor. Ama börtü böcek aramak için mükemmel bir yer.

Alles valt hier uit elkaar. Maar het is de perfecte plek om op beestjes te jagen.

- Buraya adalet istemek için geldim.
- Buraya adalet istemeye geldim.
- Buraya adalet aramak için geldim.

- Ik kwam hier om gerechtigheid te zoeken.
- Ik kwam hier op zoek naar rechtvaardigheid.