Translation of "Işe" in Chinese

0.013 sec.

Examples of using "Işe" in a sentence and their chinese translations:

- Ben işe gitmeliyim.
- İşe gitmeliyim.
- İşe gitmeye ihtiyacım var.
- İşe gitmem gerek.

我得去工作了。

İşe başlayalım.

干活吧。

İşe dönmeliyim.

我要回去工作了。

İşe zamanında başlamalısın.

你應該準時上班。

İşe geç kaldınız.

你上班迟到了。

Tom işe başvurdu.

湯姆申請了這份工作。

Yakında işe alışacaksın.

你很快就會習慣新工作了。

İşe tersinden başlamayın.

不要把馬車放在馬的前面。

İşe bisikletle giderim.

我骑车去工作。

O işe yaramaz.

没门。

Gerçekten işe yarıyor.

這真的能派上用場。

İşe gitmek zorundayım.

我得去工作了。

Gerçekten işe yaramazsın.

你真沒用。

Ben işe gitmeliyim.

我得去工作了。

İşe ne zaman başlıyorsun?

你什么时候开始工作?

Üşütmesine rağmen, işe gitti.

虽然他得了感冒,但是他还是去上班了。

Bugün birisini işe aldım.

我今天雇了个人。

Her gün işe giderim.

我每天去上班。

Babam işe bisikletle gider.

我父親騎自行車去上班。

Bu bütünüyle işe yaramaz.

这个一点用都没有。

Babam işe arabayla gider.

我父親開車去上班。

Tom'u işe aldığını biliyorum.

我知道你僱了湯姆。

Zor işe alışkın değilim.

我做不慣粗重活。

Bir haftadır işe gelmiyor.

他一周没有来工作了。

Biz onu işe aldık.

我们雇了他。

Bu ne işe yarar?

這做什麽?

Bilgisayarınıza bağırmak işe yaramaz.

對你的電腦吼一點幫助也沒有。

İtalyan televizyonu işe yaramaz.

意大利電視毫無用處。

Bugün işe arabayla geldim.

今天我是开车上班的。

Ne zaman işe gidersin?

您几点钟上班?

Tom işe gitmek zorundadır.

汤姆必须去工作了。

Tom işe motosikletle gider.

湯姆騎摩托車上班。

Tom bugün işe gelmedi.

Tom今天没来上班。

Saat dokuzda işe başlıyorsun.

- 你九點上班。
- 你九点上班。

Hangi işe başvuracağıma karar vermedim.

我还没确定找哪份工作。

Onu programcı olarak işe aldı.

她僱用他作程式設計師。

Yeni bir sekreter işe aldı.

他雇用了新秘书。

Tüm dikkatini yaptığın işe ver.

请专心做你正在做的事情。

Bugün işe zamanında vardın mı?

你今天準時上班了嗎?

İşe her gün trenle giderim.

我每天搭火車上班。

- O çalışmaz.
- O işe yaramaz.

它不会奏效。

Tom onun işe yarayacağını sanmıyor.

汤姆认为那没有好处。

O benim için işe yaramaz.

那對我沒有用處。

Tom'u kim işe almak ister?

誰會想雇湯姆?

O sorunla ilgili işe başlayalım.

我们研究这个问题吧。

Sadece dün işe gitmek istemedim.

昨天我只是不想去工作。

Bunun işe yarayacağını düşünüyor musun?

您覺得這行得通嗎?

İşe gitmemiz için hava çok sıcak.

太熱了所以我們無法工作。

Şu ayakkabılar tırmanma için işe yaramaz.

那种鞋子用来登山是不行的。

Babam her zaman işe yürüyerek gitmez.

我爸爸不是每天都走路上班的。

Ama onun bir işe ihtiyacı vardı.

但他需要一份工作。

O, bazen araba ile işe gider.

他有時開車去上班。

Tom her gün işe arabasıyla gider.

汤姆每天驾车上班。

Tom kesnlikle zor bir işe sahip.

汤姆确实有个麻烦的工作。

Bilmiyor gibi yapacağım ve bu işe yarayacak.

我就装作不知道好了。

İşe gitme yerine bütün gün evde kaldım.

我没有去工作,在家里待了一整天。

O genellikle saat 8'de işe gider.

通常,他早上8点去上班。

John, bütün gün yatakta kaldı, işe gitmedi.

约翰一整天待在床上而没去工作。

Neden seni hiç ilgilendirmeyen bir işe karıştın?

为什么你要干涉一件跟你完全不相干的事呢?

Otobüsler özellikle işe gidiş geliş saatlerinde kalabalıktır.

上下班时间,公共汽车特别拥挤。

Son zamanlarda işe bir tren önce geliyorum.

我已經搭了最近比較早一點的火車來上班。

- Saat dokuzda işe başlıyorsun.
- İşe saat dokuzda başlıyorsun.
- Saat dokuzda çalışmaya başlıyorsun.
- Çalışmaya saat dokuzda başlıyorsun.

- 你九點上班。
- 你九点上班。

Herhangi bir iş acı veren bir işe dönüşebilir.

任何任务都可能变得费力。

- Onunla tartışmanın faydası yok.
- Onunla tartışmak işe yaramaz.

和她争辩是没用的。

Tom daha iyi ödeme yapan bir işe başvurmayı düşünüyor.

汤姆正考虑应聘薪酬更高的工作。

Birçok insan işe gitmek için toplu taşıma araçlarına bağımlı.

许多人依赖公共交通工具上班。

- Söze bakılmaz, işe bakılır.
- Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.

- 行動勝於雄辯。
- 坐而言不如起而行。
- 行動比語言更響亮。

Sen böyle iyi bir işe sahip olduğun için şanslısın.

你很幸運能有這麼好的工作。

Yağışlı günler hariç, ben işe her zaman bisikletimle giderim.

除了雨天,我都是骑车去上班的。

Yağışlı günler dışında o her gün yürüyerek işe gider.

除了下雨天以外,他每天都會走路上班。

Her gün işe ya bisikletle giderim ya da otobüsle.

每天我骑自行车或者坐公车上班。

Bunun niçin işe yaramayacağını sana açıklamak çok fazla zamanımı alır.

给你解释这为什么行不通要花很多时间。

- Sabah onu cebime koyduğumda bu lastik şeridin işe yarayacağını hiç düşünmemiştim.
- Bu sabah cebime koyduğumda bu lastik bandın işe yarayacağını asla düşünmedim.

当我今早把松紧带放到口袋里的时候我从未想过它会对我有用。

İşe yürüyerek gidebiliyorsanız, ya da bisikletle, yürüyün ya da bisikletle gidin.

如果您能够走路或骑自行车,那最好

Bu elektronik sözlüğün işe yarar şeylerinden biri herhangi bir yere kolaylıkla taşınabilmesidir.

电子词典的好处就是便于携带。

Ama işe yaraması için yüksek bir alkol seviyesinde bir konstantrasyona ihtiyacınız var.

你需要高浓度的酒精才有效。

İşe bazen yürüyerek bazen de bisikletle gidiyorum zira yaşadığım yer işime çok yakın.

我有时候走路去上班,有时候骑自行车去上班,因为我家离单位很近。

- Acele işe şeytan karışır.
- Acele ile menzil alınmaz.
- Acele giden ecele gider.
- Acele yürüyen yolda kalır.

欲速則不達。