Translation of "Kutu" in Chinese

Kutu bozuktur.

- 箱子残破。
- 箱子殘破。

Kutu boş.

盒子裡面沒有東西。

Kutu neredeyse boş.

盒子几乎是空的。

Kutu boş değildi.

箱子不是空的。

Kutu kitaplarla doluydu.

那个箱子里放满了书本。

Fiyata kutu dahil değil.

這個價格不包含這個箱子。

Onun bulduğu kutu boştu.

他找到的箱子是空的。

Bu kutu, kağıttan yapılmıştır.

這個箱子是用紙造的。

Bu kutu elmalarla doludur.

這個箱子裏裝滿了蘋果。

O kutu ahşaptan yapılmıştır.

那個箱子是用木造的。

Onlar bir kutu bisküvi aldılar.

- 他们买了一盒曲奇。
- 她们买了一盒饼干。

Şu kutu bundan daha büyüktür.

那箱子比这个大。

O bir kutu çikolata yedi.

他吃了一盒巧克力。

Kutu taşınılmayacak kadar çok ağır.

這個箱子太重了無法攜帶。

Hayat bir kutu çikolata gibidir.

生活就像一盒巧克力。

Meg bir kutu domates satın aldı.

- 梅格買一罐番茄。
- 梅格买了一罐西红柿。

Büyükannem bize bir kutu elma gönderdi.

奶奶送了我們一箱蘋果。

O, bir seferde altı kutu taşıdı.

他一次搬6个箱子。

Onun kollarında büyük bir kutu vardı.

他抱著一個大箱子。

Bu kutu diğeri kadar iyi değil.

这个盒子没有那个盒子大。

O, kollarında büyük bir kutu tutuyordu.

他用雙手抱著一個大箱子。

Bu kutu boş. İçinde hiçbir şey yok.

这箱子是空的，里面什么也没有。

Bu kutu taşımak için çok fazla büyüktür.

這個箱子太笨重了無法攜帶。

Üst çekmecede bir kutu kibrit olması lazım.

最上面的抽屉里应该有一盒火柴。

- Bir kutuyu nasıl yaparsınız?
- Bir kutu nasıl yapılır?

你怎么做箱子？

O kutu bütün bu şeylerin sığması için çok küçük.

那個箱子太小了，裝不下這麼多的東西。

Temel kişisel bilgiler, sonra aşağı kaydırdıkça daha fazla kutu doldurdunuz.

基本个人信息，然后一边往下拉一边填

Bu gece akşam yemeği pişirmek için zamanım yoktu, bu yüzden dışarı çıktım ve bir kutu yemek aldım.

今天没有空做晚饭，所以我去买了盒饭。