Translation of "Aldılar" in Spanish

0.025 sec.

Examples of using "Aldılar" in a sentence and their spanish translations:

Hastanede kan örneğimi aldılar.

Me tomaron una muestra de sangre en el hospital.

Onlar onu zorla aldılar.

- Ellos se lo tomaron por la fuerza.
- Ellos se lo llevaron por la fuerza.

Onlar onu satın aldılar.

Ellas lo compraron.

Onu hastanenin içerisine aldılar.

La ingresaron en el hospital.

Onlar arabamı aldılar mı?

¿Se han llevado mi coche?

Beni oyunlarına ve sohbetlerine aldılar.

Me involucraron en juegos y conversaciones.

Latinlerin saldırılarında da nasiplerini aldılar

Obtuvieron su parte de los ataques latinos.

Onlar bir kutu bisküvi aldılar.

- Ellos compraron una caja de galletas.
- Ellas compraron una caja de galletas.

Onlar Taninna'dan dergiler ödünç aldılar.

Ellas piden prestado revistas de Taninna.

Onlar çirkin adayı işe aldılar.

Contrataron a la candidata fea.

Bir kutu kitap teslim aldılar.

Recibieron un cajón de libros.

Onlar yiyecek ve giyecek aldılar.

- Ellos tomaron comida y vestiduras.
- Cogieron comida y ropa.

Polisler Tom'u gözetim altına aldılar.

La policía tiene a Tom bajo vigilancia.

Arabanın camını kırıp çantayı aldılar.

Rompieron la ventanilla y se llevaron el bolso.

Bir fikir paylaştığımda beni ciddiye aldılar.

Prestaban atención cuando compartía una idea.

ABD'deki üniversiteler ve liseler öğrencileri aldılar,

universidades y escuelas secundarias de todo EE. UU. tomaron a los estudiantes

Ve yirmi yıla varan cezalar aldılar

con algunas sentencias de hasta 20 años,

Bizden beklediğimizden daha fazla ücret aldılar.

Nos cobraron más caro de lo que esperábamos.

Onlar yeni bir elektrikli süpürge aldılar.

Ellos compraron una aspiradora nueva.

- Onlar bizim pasaportları aldı.
- Pasaportlarımızı aldılar.

Nos cogieron los pasaportes.

Onlar bir Amerika papağanı satın aldılar.

Ellos compraron un papagayo.

Onlar kendilerine biraz şeker satın aldılar.

Ellos se compraron un poco de azúcar.

Onlar meyve suyu satın aldılar mı?

¿Compraron ellos el jugo?

Onlar bir sepet meyve satın aldılar.

- Compraron una cesta de fruta.
- Compraron una canasta de fruta.

Onlar yüzme havuzlu bir ev satın aldılar.

- Ellos compraron una casa con pileta.
- Compraron una casa con piscina.

Onlar öğle yemeğinde sandviç ve kahve aldılar.

- Almorzaron sándwiches y café.
- Ellos almorzaron sándwiches y café.
- Ellas almorzaron sándwiches y café.

Evlendiklerinde birkaç parça mobilya parçası satın aldılar.

Ellos compraron algunos muebles cuando se casaron.

Onlar mahkumları değiş tokuş etme kararı aldılar.

Decidieron canjear los prisioneros.

Babam ve annem bana bir bisiklet aldılar.

Papá y mamá me regalaron una bicicleta.

Tom ve Mary partide birbirlerinin numarasını aldılar.

Tom y Mary intercambiaron sus números en la fiesta.

- Başka birini tuttular.
- Başka birini işe aldılar.

Contrataron a otra persona.

- Turistler sık sık bu dükkandan hediyelik eşya satın aldılar.
- Turistler çoğunlukla bu dükkandan hediyelik eşya satın aldılar.

Turistas solían comprar recuerdos en esta tienda.

öğrenciler testi 3 gün boyunca 12 kere aldılar.

para imitar las repetidas exposiciones al riesgo.

Onlar geçen yıl Connemara'da bir ev satın aldılar.

Ellos compraron una casa en Connemara el año pasado.

Hem Tom hem de Mary filmden zevk aldılar.

Tanto Tom como Mary disfrutaron de la película.

- Her olasılığı göze aldılar.
- Her olasılığı göz önünde bulundurdular.

Tuvieron en cuenta todas las posibilidades.

Mary ve kocası 1903 yılında Nobel Fizik Ödülü'nü aldılar.

Marie y su marido recibieron el Premio Nobel de Física en 1903.

Denizde geçirecekleri üç yıl için yeteri kadar erzak aldılar.

Se hicieron de suficientes provisiones para tres años en la mar.

Ruslar geri çekilirken Friant'ın piyadesi Semënovskaya köyüne doğru yol aldılar.

Cuando los rusos se retiraron, la infantería de Friant se abrió camino hasta la aldea de Semënovskaya.

Tom ve Mary, Boston'un dışında küçük bir çiftlik satın aldılar.

Tom y Mary compraron un pequeño rancho en las afueras de Boston.

Tom ve Mary geçen yıl Boston'da bir ev satın aldılar.

Tom y Mary se compraron una casa en Boston el año pasado.

Karınları aç bir şekilde, askerler çadırlarının önünde düzen aldılar, hava şartları oldukça sertti.

Con el estómago vacío,los hombres se apuran a formarse enfrente de sus carpas, en condiciones heladas.