Translation of "Televizyon" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Televizyon" in a sentence and their arabic translations:

Televizyon çalışmıyor.

التلفزيون لا يشتغل.

Televizyon izliyorum.

أشاهد التلفاز.

Televizyon izleyebilirsiniz.

يمكنك مشاهدة التلفاز.

Televizyon seyrediyorum.

أشاهد التلفاز.

- Sami televizyon izliyordu.
- Sami televizyon seyrediyordu.

كان سامي يشهاد التّلفاز.

Bir televizyon şirketi.

شركة تلفزيون.

Televizyon seyretmekten bıktım.

أنا تعب من مشاهدة التلفاز

Sıkıldım. Televizyon izleyeceğim

أشعر بالملل. سأشاهد التّلفاز.

- O zamanda televizyon seyrediyordum.
- O zaman televizyon izliyordum.

كنت أشاهد التلفاز حينها.

- Televizyon izlemek ister misin?
- Televizyon seyretmek istiyor musun?

أتود مشاهدة التلفاز؟

Ama yıllarca televizyon medyası

لكن سنوات من وسائل الإعلام التلفزيونية

Televizyon seyretmek istemiyor musun?

ألا تريد مشاهدة التلفاز؟

Televizyon bütün gün açık.

التّلفاز يبقى مُشغّلا طِوال اليوم.

- Biz öğle yemeğinden sonra televizyon izledik.
- Öğle yemeğinden sonra televizyon izledik.

شاهدنا التلفاز بعد الغداء.

televizyon ekranını bazen zorlukla görürdük.

لأنها غرفة معيشة صغيرة مليئة بالدخان

Bir ulusal televizyon programının sunucusuydum.

كنت مضيفًا لبرنامج تلفزيوني.

televizyon ekranlarında gördüğümüz Fatih Portakal'ı

فاتح بورتاكال ، الذي نراه على شاشات التلفزيون

Televizyon showlarına, talk showlara katılıyordu

حضور البرامج التلفزيونية والبرامج الحوارية

Dün gece televizyon izledin mi?

هل شاهدت التلفاز الليلة الماضية؟

- Televizyon olmadan yaşayamam.
- Televizyonsuz yaşayamam.

لا يمكنني العيش من دون تلفاز.

MR: İki televizyon programı sunuyoruz.

ماريسا : نقدم برنامجين تلفزيونية

Tom televizyon açıkken çalışamayacağını anladı.

أدرك توم بأنه لا يستطيع الدراسة إن كان التلفاز يعمل.

- Televizyon izler misiniz?
- TV izler misin?

أتشاهد التلفاز؟

Bir televizyon ağının başkanıyla da böyle tanıştım

وهكذا التقيت برئيس شبكة التلفزيون

Ve o günden bugüne, dünya genelinde televizyon,

ومنذ ذلك الحين، وأخبارنا منتشرة في جميع أنحاء العالم،

Televizyon 1960'larda ABD'de ilk popüler olduğunda

عندما أصبح التلفاز شائعًا في عام 1960 في الولايات المتحدة،

Hemen televizyon başına geçip bu şekilde izlerdik

كنا نشاهد التلفاز ونشاهده هكذا

Televizyon medyasının onlara gösterdiği şeyi izliyorlar sadece

إنهم يشاهدون فقط ما تعرضه لهم وسائل الإعلام التلفزيونية

Televizyon ekranlarında Trump hakkında küfür bile edebilirsiniz

يمكنك حتى أن أقسم ترامب على شاشات التلفزيون

Markku televizyon seyrederek çok fazla zaman harcar.

ماركو يَقضي الكثير مِن الوقت في مُشاهدة التليفزيون.

Televizyon ve VHS, sporu ve dramayı salonumuza getirdi.

جلب التلفاز ونظام الفيديو المنزلي الرياضة والدراما الى غرف معيشتنا.

- Tom dün televizyon izledi.
- Tom, dün TV izledi.

شاهد توم التلفاز بالأمس.

90'larda ülke çapında televizyon kanallarında boy gösterirdi

في التسعينيات برز بشكل مفاجئ أمام أجهزة التلفاز عبر البلاد

- TV izlemek ister misin?
- Televizyon seyretmek istiyor musun?

أتود مشاهدة التلفاز؟

10 bölüm bir bizden önce televizyon programı yapmış ama

بفعل برنامج تلفزيوني من 10 حلقات

"Ölüm Defteri" benim en çok sevdiğim on televizyon dizisinden biridir.

"مفكرة الموت" هو واحد من أفضل عشرة مسلسلات تلفزيونية عندي.

- Amcam bize yeni bir televizyon getirdi.
- Dayım bizim için yeni bir TV getirdi.

اشترى لنا عمّي جهاز تلفاز جديد.