Translation of "Nadiren" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "Nadiren" in a sentence and their arabic translations:

Nancy nadiren gülümser.

نادراً ما تبتسم نانسي.

Onu nadiren görürüm.

نادرا ما أراها.

Nadiren görülebilen bir suikastçı.

‫قاتل نادرًا ما يُرى...‬

Nadiren eşine hediyeler verir.

نادرًا ما يهدي زوجته.

O, nadiren ebeveynlerine yazar.

- نادرا ما يكتب لأبويه.
- نادرا ما يراسل أبويه.
- نادرا ما يكتب رسائلا لأبويه.

Ben onu nadiren görüyorum.

- أراها نادراً
- نادراً ما أراها.

Ben nadiren et yerim.

نادرا ما آكل اللحم.

Tenefüslerde nadiren de olsa oynanır

نادرا ما يلعب في فترات الراحة

Nadiren, kırk yılda bir, güler.

نادرا ما يضحك بل لا يضحك أبدا.

Ben nadiren partilere davet edilirim.

نادرًا ما أُدعى إلى الحفلات.

Filme almak şöyle dursun, nadiren görülen...

‫نادرًا ما تُرى أو تُصور...‬

O, pazar günleri nadiren dışarı çıkar.

نادراً ما تخرج أيام الأحد.

Ama büyük kedilerin kürklerinde nadiren koku bulunur.

‫ولكن القطط الكبيرة عادة‬ ‫يكاد فراؤها يكون عديم الرائحة.‬

Bu kadar küçük puma yavruları nadiren görülür.

‫رؤية جراء الأسد الأمريكية أمر نادر.‬

Nadiren görülürler. Varlıklarını çok az kişi bilir.

‫نادرًا ما تُرى،‬ ‫قليل من الناس يعلمون بوجودها حتى.‬

Vikingler nadiren merhamet teklif ediyor veya bekliyorlardı:

نادرًا ما يقدم الفايكنج الرحمة أو يتوقعونها

Hafta içi akşam 5'ten sonra nadiren çalışırım.

نادرًا ما أتجاوز الخامسة مساءً في أيام العمل.

İntihar karmaşıktır ve nadiren tek bir etkene bağlanabilir.

فالانتحار شيء معقد ونادرا ما يتسبب به عامل واحد.

...yeni teknolojiler... ...nadiren görülen yaratıkları ve gizli dramları...

‫تقنية جديدة...‬ ‫تسمح لنا بكشف مخلوقات‬ ‫نادرًا ما تراها الأعين...‬

Bir şeyi kesin olarak kanıtlamak veya öngörmek çok nadiren mümkün

نادراً جداً ما يمكن إثبات أو التنبؤ بشيء ما على وجه اليقين

Ya hiç görülmemiş ya da nadiren şahit olunan bir şey.

‫نادرًا ما يُرى هذا،‬ ‫إن كان قد رآه أحد من قبل.‬

Bu, nadiren görülür ve daha önce hiç su altında filme alınmamıştır.

‫نادرًا ما تُرى ولم تُصوّر تحت الماء من قبل.‬

Eski cami yapımlarına baktığımız zaman kubbelere çok fazla rastlamıyoruz. Nadiren var

عندما ننظر إلى مباني المسجد القديم ، فإننا لا نواجه قباب كثيرة. نادرا ما توجد

Ancak, bir dünya haritasında bir şeyler göstermeye çalışırken kartograflar, Mercator'ı nadiren kullanıyorlar.

لكن اذا اردت اظهار شيء ما على خريطة فلا يتم استخدام ميركوتور عادتا