Translation of "Kızı" in Arabic

0.010 sec.

Examples of using "Kızı" in a sentence and their arabic translations:

Kızı tanıyorum.

- أعرف تلك الصبية.
- أعرف تلك الفتاة.

Kızı görüyorum.

أنا أري الفتاة.

Sami kızı aldı.

أقلّ سامي تلك الفتاة.

- Sami'nin kızı başını açtı.
- Sami'nin kızı başörtüsü takmayı bıraktı.

توقّفت ابنة سامي عن ارتداء الحجاب.

10 yaşındaki kızı Abir'i,

أطلق النار وقتل بنته ذي العشرة عوام

Karısı ve kızı bile

حتى زوجته وابنته

Adam kızı bileğinden yakaladı.

أمسك الرجلُ الفتاةَ من معصمها.

Leyla'nın bir kızı vardı.

كانت ليلى بالفعل تملك ابنة.

Sami'nin kızı başörtüsü takıyordu.

ارتدت ابنة سامي الحجاب.

- Onun bir piyanist olan bir kızı var.
- Piyanist bir kızı var.

لديها ابنة تعزف على البيانو.

Ve patent yenilikçisi avukat kızı

العالم حامل براءات الاختراع

Yanında orta yaşlı kızı var

مع ابنتها التي هي في منتصف العمر، والتي تجلسُ في مقعد الركاب،

Genç adam kızı boğulmaktan kurtardı.

أنقذ الشاب الفتاة من الغرق.

Polis, kızı öldüren adamı tutukladı.

ألقت الشرطة القبض على الرجل الذي قتل الفتاة.

Bay Suzuki'nin üç kızı var.

السيد سوزوكي لديه ثلاث بنات.

Fadıl o yeni kızı tanımıyordu.

لم تكن تلك الفتاة مألوفة عند فاضل.

Bir arkadaşım vardı, kızı doğduğu zaman

لدي صديقة قالت ذلك، عندما ولدت طفلتها،

Bu küçük kızı hatırladık mı acaba

أتساءل عما إذا كنا نتذكر هذه الفتاة الصغيرة

Onun Mary adında bir kızı var.

لديها بنت إسمها مريم.

O kızı bir yerde görmüş olabilirim.

كاني رايت تلك الفتاة من قبل.

Sami'nin kızı onun için evi temizledi.

كانت ابنة سامي تعتني بمنزله.

- Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.
- Kızı onunla birlikte herhangi bir yere gitmeye isteklidir.

بنته متحمسة للذهاب معه إلى أي مكان.

- Sami, Leyla'nın 16 yaşındaki kızı ile yatıyordu.
- Sami, Leyla'nın 16 yaşındaki kızı ile uyuyordu.

كان سامي يضاجع ابنة ليلى التي تبلغ 16 سنة.

Onun kızı ve benim oğlum iyi arkadaşlar.

ابنته وابني صديقان جيدان.

Onun bir oğlu ve bir kızı vardır.

لديها ابن وابنة.

Onun bir oğlu ve iki kızı vardır.

لديها ولد و ابنتين.

Onun kızı güzel bir kadın haline geldi.

أصبحت ابنتها امرأة جميلة.

Tom'un Mary adında bir kızı var mı?

هل لتوم ابنة اسمها ماري؟

Bu sefer kızı mümkün olduğunca dikkatli bir şekilde

وقالت الابنة بكل دبلوماسية ممكنة،

Bu kızı destekleyin, koruyun, çünkü o bizden biri" demedi.

ادعموا هذه الفتاة، احموا هذه الفتاة، لأنها واحدةٌ منّا."

1800 yılında Lannes, 5 çocuğu olacağı bir Senatörün kızı

في عام 1800 تزوج لانز من لويز أنطوانيت جيهينوك ،

Bana tüm o emojileri gönderen o genç kızı görmeye gittim.

لمشاهدة تلك الفتاة اليافعة، التي أرسلت إليّ تلك الرسائل المفعمة بالمشاعر.

Tom gibi bir çocuk Mary gibi bir kızı hak etmiyor.

- ولد مثل توم لا يستحق فتاة مثل ماري.
- ولد مثل توم لا يستحق بنت مثل ماري.

Bankalarında finansal analist olarak çalışmasının en iyisi, Batılı medyanın eşi Esad kızı

والرئيسة القاضي كما يقول الاعلام الغربي زوجة الاسد وبنت

Napolyon'un üvey kızı olan Aglaé-Louise Auguié ile evlendi ve onu Fransa'nın gelecekteki imparatorluk ailesine yaklaştırdı.

الآن ابنة نابليون ، مما جعله أقرب إلى العائلة الإمبراطورية الفرنسية المستقبلية.

Gerçekleştirdiği 'Arabuluculuk Yasası'nı İsviçre'ye empoze etme hassas görevini verdi . Aynı yıl Ney, Josephine'nin kızı Hortense'nin arkadaşı olan ve

في نفس العام ، تزوج ناي من Aglaé-Louise Auguié ، صديقة ابنة جوزفين Hortense ، وهي