Translation of "Dokuz" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Dokuz" in a sentence and their arabic translations:

Dokuz yıl önce.

قبل 9 سنوات.

Sekiz veya dokuz yaşındaydım,

عندما كنت في الثامنة أو التاسعة،

Dokuz büyük pizzaya eşdeğer.

‫ما يساوي 9 فطائر بيتزا كبيرة.‬

Dokuz yıl önce iktidara geldiğimizde

قبل 9 سنوات، حين وصلنا إلى الحكم،

. Maksimum kapasitesi yılda doksan dokuz

مليون طنٍ سنوياً وتوقع اقتصاديون ان يحقق الميناء

Neden oldu . Ta ki bin dokuz yüz doksan dokuz yılında hiçbir açıklama yapılmadan

كثيرٍ من الوفيات كانت اكثرها في بنجلاديش. حتى تم عزله في عام

Stratejik bir konum . O dönemde bin dokuz yüz yetmiş dokuz yılda açılışı yapılan

للغاية وبالتحديد بالقرب من الخليج العربي الذي يقابل ايران.

- Ben 19 yaşındayım.
- On dokuz yaşındayım.

أنا في 19

Fadıl dokuz ay boyunca hastanede tutuldu.

- أُبقي فاضل في المستشفى لتسعة أشهر.
- أُبقِي سامي في المستشفى لمدّة تسعة أشهر.

O sırada dokuz yaşında olan Tucker'a baktım,

فنظرت لتاكر، الذي كان عمره حينها حوالي تسع سنوات -

Ekonomik büyümemiz yüzde dokuz oranında zirve yapmıştı.

بلغ نمو اقتصادنا ذروته بمعدل %9.

Dokuz rehine vardı, üçer kişilik üç grup.

كنّا 9 رهائن. مقسّمين إلى مجموعات من 3 أشخاص. 3 مجموعات.

Üniversitesi'ne bağlı , bin dokuz yüz doksan altı.

لندن الشهيرة عام الفٍ وتسعمائةٍ وستةٍ وتسعين. اختصاصٌ لم يعجب

Fadıl dokuz yaşındaki bir kıza vahşice saldırdı.

اعتدى فاضل بطريقة وحشيّة على فتاة عمرها تسع سنوات.

Yedi ve dokuz saatlik bu referans noktasını kullanarak,

وما اكتشفناه من دراسات وبائية أجريت على نطاق واسع

- Ben 19 yaşındayım.
- On dokuz yaşındayım.
- 19 yaşındayım.

عمري تسعة عشر عاماً.

. Bin dokuz yüz yetmiş bir yılının ikinci Aralık ayında

ثابتة وهما الامران اللذان حصلت عليهما الامارات في وقتٍ واحد.

Suyun sıcaklığı sekiz, dokuz dereceye kadar düşüyor. Soğuk, nefesini kesiyor.

‫تنخفض درجة حرارة المياه‬ ‫إلى 8 أو 9 درجات مئوية.‬ ‫البرودة تحبس أنفاسك.‬

Bin dokuz Ağustos Yüz yetmiş beş ve gecelerden birine İngiliz

اغسطس عام الفٍ وتسعمائةٍ وخمسةٍ وسبعين وباحد ليالي العاصمة

Yıllarca çalışıldı, öyleyse tarihe biraz geri dönelim, bin dokuz yüze

بنية البلد بالكامل وحياة المواطنين واسس عملهم ولذلك

Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.

واحد، اثنان، ثلاثة، أربعة، خمسة، ستة، سبعة، ثمانية، تسعة، عشرة.

Sadece dokuz yılda bir aya inişin mümkün olup olmadığını kimse bilmiyordu.

لم يعرف أحد ما إذا كان الهبوط على سطح القمر ممكنًا ، ناهيك عن تسع سنوات فقط.

Orada bir domuz çiftliğinde, bin dokuz yüz doksan sekiz Malezya'da ilk

انتشاره. ولكن ما قصة هذا الفيروس ومن اين انطلق? ظهر

Kız Bin dokuz yüz doksan yılda eski Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'ın

السابق حافظ الاسد وهو بشار الاسد. الشاب البعيد عن انظار

Operasyon iyi geçti. Ancak yara enfeksiyon kaptı ve Lannes dokuz gün sonra öldü.

سارت العملية بشكل جيد. لكن الجرح أصيب بالعدوى ومات لانز بعد تسعة أيام.

Yıllarca tanıştığı Bin dokuz yüz doksan beş yılında Beşar'a ulaşan bir telefon görüşmesini

وخمسةٍ وتسعين يخبره ان اخيه باسل وريث العرش قد مات وعليه

Ancak bina kısa ömürlü oldu. Bin dokuz yüz otuz bir yılında yıkıldığı yer

وواحدٍ وثلاثين. وشهد ذات العام تشييد ناطحة السحاب المذهلة