Translation of "Bin" in Arabic

0.012 sec.

Examples of using "Bin" in a sentence and their arabic translations:

Bin bire dönüştü.

فيصبح الألف واحدًا.

bin ile çarpın

ضرب بالآلاف

Elli bin yıl önce,

قبل 50 ألف سنة،

Iki bin tür şeftali,

كان هناك 2000 نوع من الخوخ،

Ve 32 bin yıl önce,

وقبل 32 ألف سنة،

Böylece evrimleştiğimiz bin yıl boyunca

على مدى آلاف السنين التي تطورنا فيها،

Yaklaşık iki bin çeşit erik

وحوالي 2000 صنف مختلف من البرقوق

Erkekler saniyede bin sperm üretir

ينتج الرجال آلاف الحيوانات المنوية كل ثانية

Gösteriye yaklaşık bin kişi katıldı.

- شارك في المظاهرة ما يقارب ألف شخص.
- قرابة الألف شاركوا في المظاهرة.

Onun, tahminen, elli bin yeni var.

لديه، تقريبا، خمسين ألف ين.

[Tek bir hayal bin gerçekten daha güçlüdür.]

" حلم واحد أقوى من ألف واقع "

Ben bin kişinin olduğu bir okuldan geliyorum.

درست في مدرسة فيها ألف شخص،

Iki milyon iki yüz elli bin sms.

اثنين مليون ومئتين وخمسين ألف رسالة.

Gelen oy miktarını söylüyorum; bin beş yüz.

وكمية الأصوات كانت 1500

Hülagünün ise Suriyede 60 bin askeri vardı.

وفي الوقت نفسه كان لدى هولاكو 60 ألف جندي في جميع أنحاء سوريا

Dünya geneli 8 bin kişi beyaz listemde.

لدي 8,000 اسم في قائمة السماح من جميع أنحاء العالم.

Aynı zamanda 10 bin civarı işçi çalıştı

عمل حوالي 10000 عامل في نفس الوقت

Üniversitesi'ne bağlı , bin dokuz yüz doksan altı.

لندن الشهيرة عام الفٍ وتسعمائةٍ وستةٍ وتسعين. اختصاصٌ لم يعجب

İstanbul'da yaklaşık üç bin tane cami var.

هناك ما يقارب الثّلاثة آلاف مسجد في إسطنبول.

Yetmiş iki bin öğrenci bu eğitimlere katıldı.

شارك في هذه التدريبات 72 ألف طالب.

Eskişehir’de bozguna uğruyoruz. 30 bin kişi askerden kaçıyor.

نمر بالانسحاب في اسكي شهير. ينصرف 30 ألف عسكري عن الجيش.

15 yıl boyunca bin kişilik bir kasabada yaşadım.

عشت في مدينة من ألف شخص لمدة 15 عام:

Hay aklınla bin yaşa işte doğru soru bu

يا إلهي هذا هو السؤال الصحيح لألف سنة

100 bin tane karıncanın sizi aynı anda ısırdığını

100 ألف نملة تلسعك في نفس الوقت

Büyük patlamadan yaklaşık 400 bin yıl sonrasına gidelim.

إلى ما يقرب من 400,000 عام بعد الإنفجار العظيم.

Bir rivayete göre karısına 250 bin $ tazminat ödüyor

وفقا لشائعة ، يدفع لزوجته 250،000 دولار على سبيل التعويض.

Mevsimsel grip her yıl 60 bin Amerikalıyı öldürüyor.

كل عام، تقتل الإنفلونزا الموسمية ما يقارب 60 الف امريكي

Leyla giyinmek için yirmi bin dolardan fazla harcadı.

أنفقت ليلى أكثر من عشرين ألف دولار على الملابس.

Anıtkabir'de, sadece Anıtkabir’de okuduğu üç bin tane kitap var.

في ضريحه في أنيت كبير، يوجد ثلاثة آلاف كتاب قرأه.

Her bin hastada görülen hata sıklığına göre ifade edilmiş.

ويتم التعبير عنها بنسبة الأخطاء إلى وحدة "ألف يوم من العناية بالمريض"

4 bin yıl sonra yani böyle bir teknoloji yok

بعد 4 آلاف سنة ، لا توجد مثل هذه التكنولوجيا

Yok artık 4 bin yıl önce pramit'i inşaa et

لا بناء بناء أكثر من 4 آلاف سنة مضت

Bu patlama 2 bin kilometre kare alanı doğrudan etkiledi

أثر هذا الانفجار بشكل مباشر على مساحة ألفي كيلومتر مربع

Sağladığı kolaylıklara ek olarak kişi başına 70 bin doların

فيها مرتفعٌ عن البقية اذ قدر عام 2020 باكثر من

. Bin dokuz yüz yetmiş bir yılının ikinci Aralık ayında

ثابتة وهما الامران اللذان حصلت عليهما الامارات في وقتٍ واحد.

Mutlaka görmüşsünüzdür İzmir'de ilk elemeye yedi bin kişi filan geldi.

بالتاكيد رأيتم أول تصفية في إزمير، جاء حوالي سبعة آلاف شخص.

Kitbuqa:Halepin yöneticisi olmuştu ve 10 bin kişilik bir birliğe sahipti

كيتبوغا الذي أصبح حاكماً لحلب كان يتحكم في 10.000 جندي

Ve dava açılırsa 50 bin TL tazminat ödemek zorunda kalırsınız'

وإذا تم فتح الحالة ، فسيتعين عليك دفع 50 ألف ليرة تركية "

Yani eski mısırlılar 4 bin yıl önce pi sayısını kullanıyorlardı

التي استخدمها قدماء المصريين منذ 4 آلاف سنة ، عدد الباي

Güneşten yaklaşık 2000 ile 1000 bin uzay birimi mesafe uzaklıkta

حوالي 2000 إلى 1000 ألف وحدة فضائية من الشمس

bin dokuz Ağustos Yüz yetmiş beş ve gecelerden birine İngiliz

اغسطس عام الفٍ وتسعمائةٍ وخمسةٍ وسبعين وباحد ليالي العاصمة

Bu da yılın Ekim ayında bin sekiz yüz yetmiş yıl

والذي تسبب بدمارٍ هائلٍ في المدينة على مدار ثلاثة ايامٍ في

Yıllarca çalışıldı, öyleyse tarihe biraz geri dönelim, bin dokuz yüze

بنية البلد بالكامل وحياة المواطنين واسس عملهم ولذلك

Hindistan'ın batısında yer alan, bin yüz adadan oluşan Maldivler gibi

الواقعة غربي الهند وتتألف من الفٍ ومئة جزيرة نظراً لكونها

Sırp savaşı iki tarafta da 200 bin kayba sebep açmıştır.

القتال في صربيا كلفت بالفعل حول 200000 عدد الضحايا في كل جانب.

Ve bu oran ABD'de bir yılda 60 bin kişiyi öldürebilir.

وهذا مرض (أي الإنفلونزا) بمقدوره قتل 60 ألف شخص في السنة في الولايات المتحدة لوحدها

Hülagü Suriyeye 6 tümenden oluşan 60 bin kişilik bir kuvvetle ilerliyordu.

انتقل هولاكو إلى سوريا مع ما يعادل 60.000 جندي

Ek olarak 2 bin Silisyalı Ermeni ve Gürcüler Halebin garnizonundan katıldılar

تمت إضافة 2.000 جندي إضافي من الأرمن، الجورجيين، حامية حلب،

10 bin askeri geride kalıp Hristiyan işgaline karşı tedbir olarak bıraktı.

10,000 جندي للبقاء في مصر وحراستها ضد أي غزو مسيحي محتمل

Orada bir domuz çiftliğinde, bin dokuz yüz doksan sekiz Malezya'da ilk

انتشاره. ولكن ما قصة هذا الفيروس ومن اين انطلق? ظهر

Libya Siyasi Diyalog Forumu'nu seçti . İki bin yirmi bir yılının beşinci şubatında

المنعقد في جنيف برعاية الامم المتحدة. في الخامس من فبراير من

Kız Bin dokuz yüz doksan yılda eski Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'ın

السابق حافظ الاسد وهو بشار الاسد. الشاب البعيد عن انظار

Gölgelerde yaşamaktan, Anisa'nın iki bin on altı yıldaki ölümünü sona erdirdi, böylece

من العيش في الظل انهتها وفاة انيسة عام الفين وستة عشر لتخرج

Kaldıramadılar . Yıl bin sekiz yüz yetmiş ve Taylor'ın New York'taki yeni mağazasına

وكشف للعالم عن اول مصعدٍ امن عام الفٍ وثمانمائةٍ وسبعين ونجح

. Ve işte güçlü asansörün rolü geldi. Planlama ve araştırmadan sonra , özellikle bin

تخطيطٍ وبحثٍ تم وضع خطةٍ لبناء ابنيةٍ عالية وتحديداً عام الفٍ

Ortaya çıkmıştır. Son iki yıl, iki yüz elli bin davaya veya toplam

الحالات ويعرف عن هذا الزواج العرفي انه ظاهرةٌ تهدد استقرار

Dünde oldu önce de oldu bin yıl önce de milyon yıl önce de

بالأمس حدث ذلك قبل أن يحدث قبل ألف سنة قبل مليون سنة

Yıllarca tanıştığı Bin dokuz yüz doksan beş yılında Beşar'a ulaşan bir telefon görüşmesini

وخمسةٍ وتسعين يخبره ان اخيه باسل وريث العرش قد مات وعليه

Ancak bina kısa ömürlü oldu. Bin dokuz yüz otuz bir yılında yıkıldığı yer

وواحدٍ وثلاثين. وشهد ذات العام تشييد ناطحة السحاب المذهلة

Neden oldu . Ta ki bin dokuz yüz doksan dokuz yılında hiçbir açıklama yapılmadan

كثيرٍ من الوفيات كانت اكثرها في بنجلاديش. حتى تم عزله في عام

Stratejik bir konum . O dönemde bin dokuz yüz yetmiş dokuz yılda açılışı yapılan

للغاية وبالتحديد بالقرب من الخليج العربي الذي يقابل ايران.

10 bin tanesi Emirlerin Memlükleriydi ve 10 bini ise değişik kökenlerden gelen normal birliklerdi.

و 10.000 من المماليك الأمراء، و10.000 كانوا من القوات النظامية من أصول مختلفة

Osmanlılar da çoğu piyade olmak üzere ağır kayıplar verdi ve yaklaşık bin kişi öldürüldü.

كانت خسائر العثمانيين عالية أيضًا، لا سيما المشاة، التي لقت عدة آلاف منها حتفها.

Uçağın, Hells Canyon adındaki bu acımasız çölde, dört bin kilometrelik alanda bir yere düştüğünü biliyoruz.

‫نعرف أن الطائرة تحطمت ‬ ‫في مكان ما في محيط ١٢٩ كم مربع‬ ‫من الصحراء القاحلة ‬ ‫المعروفة بـ"وادي الجحيم".‬

Içinde ancak tamamlandığında ve maksimum kapasitesiyle çalıştığında yüz bin iş imkanı . Gerçekleştirilmemiş bir rüya. Daha önce anlatılan

اكتماله وعمله بطاقته القصوى. حلمٌ لم يتحقق. كل ما روي سابقاً