Translation of "Canlı" in Arabic

0.024 sec.

Examples of using "Canlı" in a sentence and their arabic translations:

İstanbul'un fethini canlı canlı izlemek istemez misiniz?

ألا ترغب بمشاهدة فتح اسطنبول مباشرة؟

Leyla, parası için Fadıl'ı canlı canlı yaktı.

أحرقت ليلى فاضل حيّا من أجل ماله.

Böcek hâlâ canlı.

ما زالت الحشرة حية.

Onu canlı bulduk.

وجدناها على قيد الحياة.

Gerçekten hoş ve canlı.

لطيفة ومشرقة.

Canlı bir akrep almazsınız,

لن تقوم بشراء عقرب حي،

Hiçbir canlı gereksiz diyemeyiz

لا يمكننا القول أنه لا يوجد مخلوق غير ضروري

Balık hâlâ canlı mı?

ألا تزال السمكة حية؟

Biz onu canlı bulduk.

وجدناه حيا.

Burada yaşayan her canlı olacak.

‫كذلك ستكون جميع الكائنات الحية ‬ ‫الموجودة هناك.‬

Daha canlı ve net olacak.

هذا توضيحي أكثر.

Dünyadaki hemen hemen her canlı

تقريبا كل مخلوق في العالم

Karıncaların öldüremeyeceği hiçbir canlı yok

لا توجد مخلوقات لا يستطيع النمل قتلها

Bu balık hâlâ canlı mı?

هل هذه السمكة لازالت حيّه ؟

Bunun uyarısı da sırtlarındaki canlı renk.

‫وإشارة التحذير ‬ ‫هي ذلك اللون الساطع على ظهورها.‬

Deneyi de web sitemizden canlı yayınladık.

مع بث مباشر لهذه التجربة على مواقعنا الإلكترونية.

-Sektörü bitirdiniz. -Canlı çiçeklerimiz de var.

- قتلتم الصناعة. - لا، لدينا زهور طبيعية أيضاً.

Her halde dünya da canlı kalmazdı.

على أي حال ، لن يكون العالم على قيد الحياة.

- O hayatta!
- O yaşıyor!
- O canlı!

هي على قيد الحياة!

Tom, Mary'yi canlı gören son kişiydi.

توم كان آخر من رأى ماري حيّة.

Şu an hayati sinyallerimi canlı yayın yapan,

إنني أرتدي رباط صغير بحجم رباط الأسعافات الأولية،

Bu canlı atmosfer içindeki dünyalıları temellendiren şeyler.

أبناء الأرض داخل الهواء الحي.

Ama tek virüs barındıran canlı yarasa değildir

لكنه ليس الفيروس الوحيد الذي يحتوي على خفاش حي

Canlılar arasında ekolojiyi bozan tek canlı ise

المخلوق الوحيد الذي يعطل البيئة بين الكائنات الحية

Dünyada tek hayvan besleyen canlı insan diyebilirz

يمكننا القول أنه يوجد حيوان واحد فقط يعيش في العالم

Bazı sebeplerden dolayı geceleri daha canlı hissediyorum.

لسببٍ ما، أشعر أني نشيط أكثر في الليل.

İşte bu yüzden video oyunlarında canlı yayın başladı.

لهذا السبب ازدهر البث المباشر من خلال ألعاب الفيديو.

Ve bunlar buharlaşır ve canlı virüsü havada bırakabilir.

و التى تتبخر تاركة الفيروس معلقاً فى الهواء

Çünkü canlı yayın aynı türden bir etkileşim hissi sunuyor.

لأن البث المباشر يقدم نفس الشعورالتفاعلي.

Sadece birkaç Türk hikayeyi anlatabilecek kadar canlı kalabilmiş olacaktır

القليل من العثمانيين نجوا وعبروا الدانوب ليقصوا ماحدث لهم

Bu canlı ışık olgusunu daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

‫ظاهرة الضوء الحي هذه لا تزال قيد التفسير.‬

Sen daha önce hiç canlı bir gelincik gördün mü?

هل رأيت في حياتك " ابن عرس " على الحقيقة ؟ .

Aniden açılmış bir kalp uyanık, canlı ve aksiyonu ister durumdadır.

‫هو التجدد ، مثل الطبيعة ،‬

Ve düşündük de bir canlı yayın sırasında aranıza katılalım dedik.

وفكرنا أن نأتي وننضم لكم في بث حي قصير.

O kadar zayıf ki sağlıklı ahtapotlar gibi canlı renkler çıkaramıyor.

‫إنها ضعيفة جدًا لدرجة أنها لا تستطيع‬ ‫صنع تلك الألوان المنعشة كأي أخطبوط سليم‬

Bütün bunlara rağmen bu hayvanlar kâr için canlı hayvan pazarlarına gönderiliyordu.

ومع ذلك ، تم توجيه هذه الحيوانات إلى الأسواق لتحقيق الأرباح.

Ama şunu yapabiliriz, bu göreve devam edip zehri canlı olarak bulmaya çalışmak için

‫أتعرف ماذا يمكننا أن نفعله؟ ‬ ‫يمكننا الاستمرار‬ ‫في المهمة ونحاول أن نعثر على السم الحي،‬