Translation of "İşin" in Arabic

0.010 sec.

Examples of using "İşin" in a sentence and their arabic translations:

Peki işin sırrı neydi?

لذلك ماذا كانت خلطتنا السرية؟

Telefonla işin bitti mi?

هل انتهيت من استعمال الهاتف؟

Bu senin işin değil.

هذا ليس عملك.

Köleler işin çoğunu yaptı.

قام العبيد بمعظم الأعمال.

Bu işin nasıl yapıldığını düşündüğünüzde

عندما تأخذ في الاعتبار القيام بهذا العمل،

Sonuçta, bence işin sırrı şu:

وفي الختام، أظن أن هناك حيلة:

Bu işin hepimize ihtiyacı var.

لذا فإنه سيحتاجنا جميعًا.

Kış, işin zor kısmını halletmiştir.

‫قام الشتاء بالمهمة الصعبة.‬

İşin başında bu kadınlar var.

هؤلاء هنّ النساء المسؤولات عن العمل.

Bu da tabi işin espirisi

هذه بالطبع مزحة

Bilmek işin en zor tarafıdır.

المعرفة هي نصف المعركة.

Yaptığımız işin detaylarını kontrol etmeye çalışırız.

والتي يفضل أن تُترك خارج وعينا.

İşin ucunda evrendeki yerimizi anlamak var.

فالأمر متعلق بفهم مكاننا في المجرة.

Işin kötü yanlarını, gerçeği dışa vurmak?

أن يزال الوحل، وأن نقول الحقيقة لسلطة؟

Bazı komşularımı da işin içine katacağım,

سأشارك بعض الجيران،

Kibar feyzo filmi artık işin zirvesiydi

كان فيلم feyzo المهذب هو أعلى وظيفة الآن

şimdi işin diğer bir boyutuna bakalım

الآن دعونا نلقي نظرة على جانب آخر من العمل

Ben bu işin en iyisiyim diyor.

يقول أنا الأفضل في هذا العمل.

Bu işin tehlikesi ileride ne olduğunu bilmemektir.

‫الخطورة هي أن تقوم به‬ ‫عندما لا تكون واثقاً مما أمامك.‬

Işin kolay ve güvenli kısımlarına dâhil oluyor

المشاركة في الأجزاء السهلة، الامنة من العمل

Kusura bakmasınlar ama işin aslı öyle değil.

لكن يؤسفني إخباركم أن الحقائق ليست في صفكم.

Bu da işin diğer bir ilginç tarafı

هذا جانب آخر مثير للاهتمام في الوظيفة

Fakat durum şu ki yaptığım işin sevdiğim kısmı,

ولكن الأمر هنا، جزئي المفضل مما أقوم به

İşin bu kısmında, yanılınca bunu kabul etmeniz gerekli.

الآن، يسمحُ جزء من هذه العملية لكم بالاعتراف عندما تكونون مخطئين

İşin aldatıcı tarafı şu ki, Şu anda ABD'de

الأمر الشائك هو، أنّ في الولايات المتحدة حاليًا

Hafızamdan silmişim. Şimdi işin en zor kısmı kaldı.

لقد محوت تلك الذكرى. كان هذا أصعب شيء أقوم به.

Polislerin işin içinde olduğunu söyleyen savcının görevden alınması

إقالة المدعي العام الذي قال إن الشرطة متورطة

Her şey, işin açılışında başlarsa gerçekleşir, ki bu gerçekleşmez.

سيحدث في حال بدأ العمل على تدشينه وهو الامر الذي لم يحدث.

Burası işin biraz fazla matematik kısmı olduğu için canınızı sıkmayacağım

لن أزعجك لأن هذا قليل من الرياضيات.

Işin uyuşması ile insanların işlerinde ne kadar başarılı ve mutlu olduğu

أن هناك علاقة كبيرة ىىن ربط الإهنمامات

Fakat işin hileli bir yanı da bu halde bile meditasyon yapabiliyor olmam.

الحيلة هي، بأنني أستطيع فعلها هكذا.

Bu işin esprisi, bir dükkâna girip o dükkânda olmayan bir şey istemek.

جوهر هذا الأمر هو الدخول إلى أحد المحال وطلب شيء غير موجود بهذا المحل.

İşin daha ilginç tarafı ise bu fotoğrafta Andrew Carlssin ben de varım diyor

الشيء الأكثر إثارة للاهتمام هو أن أندرو كارلسين في هذه الصورة يقول أنا أيضًا

İşin daha da kötüsü o dönemde birde o duvarın arkasına bir geçit açıyorlar

والأسوأ من ذلك ، أنهم فتحوا ممرًا خلف ذلك الجدار في ذلك الوقت

İşin garibi, geç bir efsane olmasına rağmen, domuzcuklarla ilgili bu hikaye daha önce biliniyordu

الشيء المضحك هو أنه على الرغم من أنها قصة متأخرة ، إلا أن هذه القصة عن الخنازير كانت معروفة في

Çevreci, tehlikeli bir görevde, ülkenin benekli sinsi avcılarının peşinde, ancak yaptığı işin bir bedeli var.

‫مناصر حماية البيئة في مهمة خطرة‬ ‫لتعقب صيادة البلاد المرصودة المتخفية،‬ ‫لكن هناك تكلفة لعمله.‬

Korona virüsten öldü. İşin daha acısı ise bu korona virüsünü ilk tespit eden doktor da virüsten öldü.

توفي كورونا من الفيروس. أسوأ شيء هو أن الطبيب الذي اكتشف لأول مرة فيروس الاكليل هذا مات بسبب الفيروس.