Translation of "Zorro" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Zorro" in a sentence and their turkish translations:

- Llegó un zorro.
- Un zorro se acercó.

Bir tilki birlikte geldi.

¿Ves un zorro?

- Bir tilki görüyor musun?
- Bir tilki görüyor musunuz?

Ellos atraparon al zorro.

- Onlar tilkiyi tuzağa düşürdüler.
- Onlar tilkiyi kapana sıkıştırdılar.

Es un astuto zorro.

O, kurnaz bir tilkidir.

- Un zorro cayó en el lazo.
- Un zorro cayó en la trampa.

Kapanda bir tilki yakalandı.

Tratamos de atrapar al zorro.

Tilkiyi tuzağa düşürmeye çalıştık.

El perro persiguió al zorro.

Köpek bir tilkiyi kovaladı.

El cazador atrapó al zorro.

Avcı, tilkiyi yakaladı.

- El zorro azul está en el zoológico.
- El zorro azul está en el zoo.

Mavi tilki, hayvanat bahçesindedir.

Atraparon al zorro con una trampa.

Onlar tilkiyi bir tuzakla yakaladılar.

El zorro es un animal salvaje.

Tilki vahşi bir hayvandır.

El zorro y el oso vivían juntos.

Tilki ve ayı birlikte yaşadılar.

El cazador le disparó a un zorro.

Avcı bir tilki vurdu.

zorro, león y cerdo descendiendo a la ciudad

şehre inen tilki, aslan ve domuz

Pusimos una trampa para capturar a un zorro.

Biz bir tilki yakalamak için bir tuzak kurduk.

El anciano liberó al pequeño zorro de la trampa.

Yaşlı adam küçük tilkiyi tuzaktan kurtardı.

El zorro pierde el pelo pero no las mañas.

- Tilki derisini kaybeder ama hilekarlığını değil.
- Can çıkar, huy çıkmaz.

El zorro se escondió en el hueco del árbol.

Tilki oyuk bir ağaçta saklandı.

Vi a un lobo, a un zorro y a una conejo.

Ben bir kurt, bir tilki ve bir tavşan gördüm.

El rápido zorro marrón no saltó por encima del perro vago.

Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üstünden atlamadı.

Esto es más canino. Más tenue. El de zorro es más fuerte.

Bu daha çok köpekgil benzeri, daha yumuşak. Tilki daha kalın olurdu.

Se dice que el zorro es más astuto que ningún otro animal.

Tilkinin diğer hayvanlardan daha kurnaz olduğu söylenir.

La gente dice que el zorro es más astuto que otros animales.

İnsanlar tilkinin diğer hayvanlardan daha kurnaz olduğunu söylerler.

Se había alejado apenas media milla, cuando se encontró con un zorro cojo y un gato ciego, caminando juntos como dos buenos amigos. El zorro cojo se apoyaba en el gato y el gato ciego dejaba que el zorro le guiase hacia delante.

Sadece yarım mil gitmişti ki topal bir Tilki ve kör bir Kedi ile karşılaştı, iki iyi dost gibi birlikte yürüyorlardı. Topal Tilki Kedi'ye yaslanmıştı ve kör Kedi'de Tilki'nin ona yol göstermesine izin veriyordu.

Las orejas de un conejo son más largas que las de un zorro.

Bir tavşanın kulakları bir tilkininkinden daha uzundur.

Hace mucho, mucho tiempo en India, un mono, un zorro y un conejo vivieron felizmente juntos.

Uzun uzun zaman önce, bir maymun, bir tilki ve bir tavşan birlikte mutlu şekilde yaşadılar.

Uno de mis favoritos cuentos de hadas cuando era un niño, fue la historia de un malicioso espiritu de zorro.

Çocukluğumda en sevdiğim masallardan biri, yaramaz bir tilki ruhunun hikayesiydi.