Translation of "Cayó" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Cayó" in a sentence and their turkish translations:

- Tom cayó de bruces.
- Tom cayó de narices.
- Tom cayó de cara.

- Tom yüzüstü yere kapaklandı.
- Tom yüzünün üzerine düştü.
- Tom yüzüstü yere yapıştı.
- Tom yüzükoyun yere kapaklandı.
- Tom yeri öptü.
- Tom eline yüzüne bulaştırdı.

- Se te cayó el teléfono.
- Se le cayó el teléfono.
- Se os cayó el teléfono.
- Se les cayó el teléfono.

Telefonunu düşürdün.

Cayó en madres

annelerde aşağıya inmiştir

¡Cayó la manzana!

- Elma düştü.
- Elma düşmüş.

La cortina cayó.

- Her şey bitti.
- Perde düştü.
- İşte bu kadardı.
- Hepsi bu kadardı.

Cayó mucha nieve.

Çok kar yağdı.

Cayó de rodillas.

Dizüstü düştü.

Tom se cayó.

Tom düştü.

¡Ay! ¡Se cayó!

Oh hayır! O düştü!

- Ella cayó del árbol.
- Ella se cayó del árbol.

O, ağaçtan düştü.

- Se te cayó tu pañuelo.
- Se le cayó su pañuelo.

Mendilini düşürdün.

¿De dónde cayó eso?

Bu nereden düştü?

Él cayó en bancarrota.

O iflas etti.

La temperatura cayó repentinamente.

Sıcaklık aniden düştü.

El botón se cayó.

Düğme koptu.

Se cayó de rodillas.

O, dizlerinin üzerine çöktü.

Se cayó al río.

O, nehre düştü.

Se cayó al suelo.

O, yere düştü.

Cayó en una emboscada.

O bir pusuda yakalandı.

Cayó enfermo de gripe.

O, grip yüzünden çöktü.

Se cayó el servidor.

Sunucu, devre dışıdır.

Cayó una lluvia torrencial.

Şiddetli yağmur yağıyor.

Se cayó del caballo.

O, atından düştü.

Harry cayó gravemente enfermo.

Harry ağır hasta oldu.

El servidor se cayó.

Sunucu çöktü.

El árbol se cayó.

Ağaç düştü.

- Un zorro cayó en el lazo.
- Un zorro cayó en la trampa.

Kapanda bir tilki yakalandı.

Solo cuando cayó la noche.

ancak karanlık çöktüğünde

La manzana cayó del árbol.

Elma ağaçtan düştü.

El espejo retrovisor se cayó.

Dikiz aynası düştü.

Nada más entrar, se cayó.

O içeriye girer girmez düştü.

Se cayó del quinto piso.

Beşinci kattan düşmüş.

Griselda se cayó del techo.

Griselda çatıdan düştü.

Él se cayó para atrás.

O geriye düştü.

Una manzana cayó al suelo.

Yere bir elma düştü.

Tom se cayó al barro.

Tom çamura düştü.

Se cayó por las escaleras.

- O merdivenlerden aşağı yuvarlandı.
- O, merdivenlerden yuvarlandı.

Tom resbaló y se cayó.

Tom kaydı ve düştü.

Se me cayó mi manzana.

Elmamı düşürdüm.

La temperatura cayó bajo cero.

Sıcaklık sıfırın altına düştü.

El precio del arroz cayó.

Pirinç fiyatı düştü.

Cayó al romperse la escalera.

Merdiven çöktü ve o düştü.

Cayó enfermo hace unos días.

O birkaç gün önce hasta düştü.

Se cayó por la escalera.

O, merdivenlerden düştü.

Tomas se cayó para atrás

Tom geriye tökezledi.

Tom se cayó del balcón.

Tom balkondan düştü.

Se te cayó el café.

Kahvenizi döktünüz.

Él se cayó del caballo.

O, attan düştü.

Se le cayó un florero.

O bir vazo düşürdü.

Cayó el gobierno en Bagdad.

Bağdat'ta hükümet düşmüştü.

Se le cayó la copa.

Fincanı düşürdü.

- Un libro cayó de la estantería.
- Se cayó un libro de la estantería.

Raftan bir kitap düştü.

- La flecha cayó junto a la diana.
- La flecha cayó cerca del objetivo.

Ok hedefine varamadı.

- Se le cayó el chorizo al suelo.
- Se le cayó la salchicha al suelo.

O yere sosis düşürdü.

La tasa de desempleo cayó drásticamente.

İşsizlik oranında sert bir düşüş yaşandı.

El anciano se cayó al suelo.

Yaşlı adam yere düştü.

El hombre se cayó al suelo.

Adam yere düştü.

El chico se cayó del puente.

Erkek çocuk köprüden düştü.

El payaso se cayó a propósito.

Palyaço kasıtlı olarak düştü.

Ella se cayó de la escalera.

Merdivenden düştü.

Un rayo cayó en esa torre.

Yıldırım kuleye isabet etti.

La maceta cayó sobre la acera.

Çiçek saksısı kaldırıma düştü.

Perdió el equilibrio y se cayó.

Dengesini kaybetti ve düştü.

Se cayó el libro al suelo.

Kitap yere düştü.

Se cayó el servidor otra vez.

Sunucu yine çöktü.

El mono se cayó del árbol.

Maymun ağaçtan düştü.

Se cayó de cabeza del tejado.

Çatıdan kafa üstü düştü.

Tom cayó y se hizo daño.

Tom düştü ve kendini incitti.

Tom se cayó de la silla.

Tom sandalyesinden düştü.

Tom cayó en un profundo sueño.

Tom derin bir uykuya daldı.

Tom se cayó de la moto.

Tom motosikletten düştü.

Tom se cayó de su moto.

Tom motorundan düştü.

- ¿Quién se calló?
- ¿Quién se cayó?

Kim düştü?

Cayó de un extremo al otro.

O bir uçtan diğerine düştü.

El precio de la carne cayó.

Et fiyatı düştü.

Cayó al agua y se ahogó.

Suya düştü ve boğuldu.

Jackson se cayó de su caballo.

Jackson atından düştü.

Tom se cayó a la piscina.

Tom havuza düştü.

Tom se cayó de su bicicleta.

Tom bisikletinden düştü.

Tom se cayó por las escaleras.

Tom merdivenlerden düştü

- Se cayó un botón de mi abrigo.
- A mi abrigo se le cayó un botón.

Ceketimden bir düğme koptu.

Se me cayó una de mis lentes

Lenslerimden birini düşürdüm

El documento cayó en manos del enemigo.

Belge düşmanın ellerine geçti.

Aquel año la Navidad cayó en sábado.

Noel o yıl cumartesiye rastladı.

La ciudad cayó en manos del enemigo.

Şehir düşmanın eline geçti.

Tom casi se cayó de su silla.

Tom neredeyse sandalyesinden düşecekti.

Se desmayó y se cayó de espaldas.

O, bayıldı ve sırtüstü düştü.

Ella se cayó y lastimó su rodilla.

O, düştü ve dizini incitti.

Su hijo se cayó por el precipicio.

Oğlu kayalıkların üstüne düştü.

El Muro de Berlín cayó en 1989.

Berlin Duvarı 1989'da yıkıldı.