Examples of using "Vivos" in a sentence and their turkish translations:
Onlar yaşıyorlar.
Onlar hayatta mı?
Biz hâlâ hayattayız.
Eğer hayattaysanız
Onları canlı istiyorum.
- Herkes hayatta.
- Herkes yaşıyor.
- Hâlâ hayattayız.
- Biz hâlâ hayattayız.
- Onlar hâlâ hayatta.
- Hâlâ hayattalar.
Her ikisi de hayattalar.
Her ikisi de hayattalar.
Çok sayıda köpek yaşamaktadır.
yani timsahları mercek altına aldık;
ve yaşam sistemine etki ediyor.
Canlı bir akrep almazsınız,
Her iki erkek kardeş hâlâ hayatta.
- Bütün köpekler hayattaydı.
- Köpeklerin hepsi yaşıyordu.
Hayatta olduğumuz için şanslıyız.
Bütün köpekler canlı.
Neredeyse tüm köpekler hayatta.
Anne ve babamın ikisi de hayatta değil.
Köpeklerin çoğu yaşıyor.
Bu adadan canlı çıkamayacağız.
Ebeveynlerim artık yaşamıyor.
Hayatta kalmak değil, yaşamak istiyoruz.
Bizler karmaşık kimyasal reaksiyonların sonucu hayattayız.
Hayvanın diri diri boynuzunu sökmek,
Gölette birçok canlı balık gördük.
Hayatta olduklarına dair biraz ümit var.
tabi biz bide bu durumda hayatta isek
mikrobiyal aktiviteler ile toprakta parçalanarak
O, yaşayan en büyük sanatçıdır.
Filler bugün yaşayan en büyük kara hayvanlarıdır.
Ama burada, yaşayanların arasında, bir sahtekar gibi hissettim,
ama tek virüs barındıran canlı yarasa değildir
Erkek kardeşlerin her ikisi de hâlâ hayatta.
Okulların içinde canlı canlı yakmış ve sokaklarda vurmuştu.
peki neredeyse bütün canlılar virüs taşıyabiliyor, üretebiliyor iken
canlılar arasında ekolojiyi bozan tek canlı ise
Eğer güneş olmasaydı yaşayan her şey ölürdü.
Bu, yaşayan balıklar için ya boğulmak demek ya da ölümüne ezilmek.
Geçmişteki yaşam bugünkünden çok farklıydı.
Orangutanlar çoğu zaman palayla öldürülüyor veya benzinle yakılıyor.
Hapiste olmak büyük bir yalnızlık çekmek demekti. Hayatta kalmak için
hırsızları kazığa oturtturur.dilencileri, evsizleri ve vebalıları ise ahırlarda diri diri yaktırtır.