Translation of "Temo" in Turkish

0.025 sec.

Examples of using "Temo" in a sentence and their turkish translations:

- No le temo a nada.
- No temo nada.

Hiçbir şeyden korkmam.

Temo quedarme ciego.

Kör olmaktan korkuyorum.

No les temo.

Onlardan korkmuyorum.

- Sí, eso me temo.
- Sí, me temo que sí.

Evet, korkarım öyle.

- Me temo que va a llover.
- Temo que lloverá.

Maalesef yağmur yağacak.

Temo que estoy resfriándome.

Korkarım nezle olacağım.

Temo que no venga.

O gelemeyebilir.

Me temo que sí.

Maalesef öyle.

Realmente temo las tormentas.

Gökgürültülü fırtınalardan gerçekten korkarım.

- Me temo que no puedo ayudarle.
- Me temo que no puedo ayudarte.

Maalesef sana yardım edemem.

Me temo que no vendrá.

Maalesef o gelmeyecek.

Me temo que es inevitable.

Korkarım bu kaçınılmaz.

No le temo a nada.

Hiçbir şeyden korkmuyorum.

Le temo a las alturas.

Ben yükseklikten korkarım.

No le temo a nadie.

Ben kimseden korkmam.

Me temo que tiene paperas.

Onun kabakulak olabileceğinden korkuyorum.

Me temo que te perderás.

Kaybolmuş olabileceğinden korkuyorum.

- Temo que no podamos ayudaros mañana.
- Me temo que no podremos ayudarte mañana.

Yarın maalesef sana yardım edemeyeceğiz.

- Yo no le temo a la muerte.
- No le temo a la muerte.

Ölümden korkmam.

- Me temo que lloverá en la tarde.
- Temo que lloverá en la tarde.

Korkarım ki öğleden sonra yağmur yağacak.

- Me temo que no.
- Infelizmente no.

Korkarım ki öyle değil.

Me temo que llegamos demasiado tarde.

Çok geç kaldığımızdan korkuyorum.

"¿Vendrá pronto?" "Me temo que no."

"Yakında eve gelecek mi?" "Korkarım hayır."

Me temo que va a llover.

Korkarım ki yağmur yağacak.

Me temo que no nos queda.

Maalesef hiçbir şeyimiz kalmadı.

No le temo a la muerte.

Ölümden korkmuyorum.

Me temo que lloverá esta noche.

Korkarım ki bu gece yağmur yağacak.

Me temo que no puedo ayudarlos.

Korkarım ki size yardımcı olamam.

Me temo que no tendré tiempo.

Korkarım zamanım olmayacak.

Me temo que no tengo opción.

Korkarım ki seçeneğim yok.

Me temo que tengo malas noticias.

Maalesef kötü bir haberim var.

Me temo que no puedo ayudarle.

Korkarım ki size yardımcı olamam.

Temo por la seguridad de Tom.

Tom'un güvenliği için endişe ediyorum.

Me temo que me has malentendido.

- Maalesef beni yanlış anladınız.
- Korkarım ki beni yanlış anladın.
- Maalesef beni yanlış anladın.
- Korkarım ki beni yanlış anladınız.

Me temo que perderemos el juego.

- Maalesef oyunu kaybedeceğiz.
- Korkarım ki oyunu kaybedeceğiz.

Me temo que no puedo hacerlo.

Korkarım ki onu yapamam.

Temo que nosotros estamos atrapados aquí.

Korkarım ki burada sıkıştık kaldık.

Me temo que hay incluso peores noticias.

Korkarım ki daha kötü haberler de var.

Me temo que tu plan no funcionará.

Korkarım planın işe yaramayacak.

Temo que no lo explicara muy bien.

Maalesef onu çok iyi açıklamadım.

Me temo que tengo que irme ahora.

Maalesef şimdi gitmek zorundayım.

"¿Se recuperará pronto?" "Me temo que no."

"O yakında iyileşecek mi?" Maalesef iyileşmeyecek."

Me temo que no puedo hacer eso.

Korkarım ki onu yapamam.

Temo por el futuro de la humanidad.

İnsanlığın geleceğinden korkuyorum.

Temo por el futuro del género humano.

Ben insanlığın geleceği için korkuyorum.

Yo no les temo a los fantasmas.

Hayaletlerden korkmam.

Me temo que se equivocó de número.

Korkarım ki yanlış numara çevirdiniz.

Me temo que no va a funcionar.

Maalesef o çalışmıyor.

Me temo que él se puede caer.

Onun düşebileceğinden korktum.

Me temo que el doctor no está.

Korkarımki doktor burada değil.

Me temo que podemos tener un problema.

Bir sorunumuz olabilmesinden korkuyorum.

Me temo que no puedo ayudarte ahora.

Maalesef şu anda size yardımcı olamam.

Me temo que esto no terminará bien.

Bunun iyi sona ermeyeceğinden korkuyorum.

Me temo que tendrás que hacer eso.

- Onu yapmak zorunda kalmandan korkuyorum.
- Korkarım ki onu yapmak zorunda kalacaksın.

No espero nada, no temo nada: soy libre.

Hiçbir şey için umut etmiyorum, hiçbir şey için korkmuyorum, ben özgürüm.

Me temo que tendré que enseñarte modales, Tom.

Ne yazık ki sana bazı terbiyeler öğretmek zorunda kalacağım, Tom.

Me temo que él nunca admitirá su culpa.

- Korkarım o suçunu asla itiraf etmeyecek.
- Maalesef suçunu asla kabul etmeyecek.

Me temo que ha marcado el número equivocado.

Korkarım yanlış bir numara çevirdiniz.

Me temo que he tomado un tren equivocado.

Korkarım ki yanlış bir trene bindim.

Me temo que ya no queda más café.

- Korkarım ki, hiç kahve kalmamış.
- Maalesef hiç kahve kalmadı.

"¿Su historia es real?" "Me temo que no."

"Hikayesi doğru mu?" "Korkarım değil."

Me temo que este trabajo es demasiado para ti.

Korkarım bu iş senin için çok fazla.

Me temo que tú tendrás que trabajar horas extra.

Korkarım ki fazla çalışmak zorundasın.

Me temo que esto no es una buena idea.

Korkarım bu iyi bir düşünce değil.

Me temo que ellos no se llevan muy bien.

Korkarım ki onlar çok iyi geçinmiyor.

Me temo que no hay nada que podamos hacer.

Korkarım yapabileceğimiz hiçbir şey yok.

Me temo que Tom no va a poder venir.

Maalesef Tom gelemeyecek.

Me temo que nunca veré a Tom de nuevo.

Ne yazık ki Tom asla tekrar görmeyeceğim.

Me temo que no te puedes casar con ella.

Maalesef onunla evlenemezsin.

Me temo que he derramado café en el mantel.

Maalesef masa örtüsüne kahve döktüm.

Me temo que se me ha acabado el café.

Maalesef kahveyi tükettim.

Me temo que ella piensa que la he olvidado.

Korkarım onu unuttuğumu düşünüyor.

Me temo que aquel lugar sea un poco más caro.

Maalesef o yer biraz çok pahalı.

Son las nueve. Me temo que hay que salir ya.

Saat dokuz. Maalesef gitmek zorundayım.

"¿Van a hacer huelga de nuevo?" "Me temo que si".

"Onlar tekrar grev yapacaklar mı?" "Korkarım ki öyle."

Lo siento Tom. Me temo que no puedo hacer eso.

Üzgünüm Tom. Korkarım ben onu yapamam.

Me temo que él no estará aquí hasta la una.

Maalesef 1:00'e kadar burada olmayacak.

Temo que no podré ayudarte. Debes preguntar a alguien más.

Maalesef sana yardım edemem.

Me temo que es más bien rudo decir la verdad.

Gerçeği konuşmak oldukça kaba.

Mary está muy enferma y me temo que se está muriendo.

Mary çok hasta ve korkarim ki o ölüyor.

- Me temo que pueda llover mañana.
- Me preocupa que llueva mañana.

Maalesef yarın yağmur yağabilir.

Me temo que no hay mucho que pueda hacer para ayudar.

Korkarım ki yardım etmek için yapabileceğim çok şey yok.

Me temo que ella va a echar para atrás mi solicitud.

Korkarım ki o, ricamı geri çevirecek.

Me temo que tendrás que aprender a vivir con el dolor.

Korkarım acıyla yaşamayı öğrenmen gerekecek.

- Yo le temo a la oscuridad.
- Le tengo miedo a la oscuridad.

- Ben karanlıktan korkuyorum.
- Karanlıktan korkarım.
- Karanlıktan korkuyorum.

- No le temo a la muerte.
- No tengo miedo a la muerte.

Ölümden korkmam.

- Tengo miedo de que Tom vaya a matarme.
- Temo que Tom me mate.

Tom beni öldürmesinden korkuyorum.

Temo que el bote se hunda si llevamos a más de siete hombres.

Korkarım ki yedi kişiden fazla alırsak bu bot batar.

- Temo terriblemente a las serpientes.
- Le tengo un miedo terrorífico a las serpientes.

Yılanlardan korkunç korkarım.

Me temo que necesitarás más que un sombrero cónico para ser un verdadero hechicero.

Korkarım gerçek büyücü olmak, sivri şapka takmaktan daha fazlasını gerektiriyor.