Examples of using "Temo" in a sentence and their turkish translations:
Hiçbir şeyden korkmam.
Kör olmaktan korkuyorum.
Onlardan korkmuyorum.
Evet, korkarım öyle.
Maalesef yağmur yağacak.
Korkarım nezle olacağım.
O gelemeyebilir.
Maalesef öyle.
Gökgürültülü fırtınalardan gerçekten korkarım.
Maalesef sana yardım edemem.
Maalesef o gelmeyecek.
Korkarım bu kaçınılmaz.
Hiçbir şeyden korkmuyorum.
Ben yükseklikten korkarım.
Ben kimseden korkmam.
Onun kabakulak olabileceğinden korkuyorum.
Kaybolmuş olabileceğinden korkuyorum.
Yarın maalesef sana yardım edemeyeceğiz.
Ölümden korkmam.
Korkarım ki öğleden sonra yağmur yağacak.
Korkarım ki öyle değil.
Çok geç kaldığımızdan korkuyorum.
"Yakında eve gelecek mi?" "Korkarım hayır."
Korkarım ki yağmur yağacak.
Maalesef hiçbir şeyimiz kalmadı.
Ölümden korkmuyorum.
Korkarım ki bu gece yağmur yağacak.
Korkarım ki size yardımcı olamam.
Korkarım zamanım olmayacak.
Korkarım ki seçeneğim yok.
Maalesef kötü bir haberim var.
Korkarım ki size yardımcı olamam.
Tom'un güvenliği için endişe ediyorum.
- Maalesef beni yanlış anladınız.
- Korkarım ki beni yanlış anladın.
- Maalesef beni yanlış anladın.
- Korkarım ki beni yanlış anladınız.
- Maalesef oyunu kaybedeceğiz.
- Korkarım ki oyunu kaybedeceğiz.
Korkarım ki onu yapamam.
Korkarım ki burada sıkıştık kaldık.
Korkarım ki daha kötü haberler de var.
Korkarım planın işe yaramayacak.
Maalesef onu çok iyi açıklamadım.
Maalesef şimdi gitmek zorundayım.
"O yakında iyileşecek mi?" Maalesef iyileşmeyecek."
Korkarım ki onu yapamam.
İnsanlığın geleceğinden korkuyorum.
Ben insanlığın geleceği için korkuyorum.
Hayaletlerden korkmam.
Korkarım ki yanlış numara çevirdiniz.
Maalesef o çalışmıyor.
Onun düşebileceğinden korktum.
Korkarımki doktor burada değil.
Bir sorunumuz olabilmesinden korkuyorum.
Maalesef şu anda size yardımcı olamam.
Bunun iyi sona ermeyeceğinden korkuyorum.
- Onu yapmak zorunda kalmandan korkuyorum.
- Korkarım ki onu yapmak zorunda kalacaksın.
Hiçbir şey için umut etmiyorum, hiçbir şey için korkmuyorum, ben özgürüm.
Ne yazık ki sana bazı terbiyeler öğretmek zorunda kalacağım, Tom.
- Korkarım o suçunu asla itiraf etmeyecek.
- Maalesef suçunu asla kabul etmeyecek.
Korkarım yanlış bir numara çevirdiniz.
Korkarım ki yanlış bir trene bindim.
- Korkarım ki, hiç kahve kalmamış.
- Maalesef hiç kahve kalmadı.
"Hikayesi doğru mu?" "Korkarım değil."
Korkarım bu iş senin için çok fazla.
Korkarım ki fazla çalışmak zorundasın.
Korkarım bu iyi bir düşünce değil.
Korkarım ki onlar çok iyi geçinmiyor.
Korkarım yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
Maalesef Tom gelemeyecek.
Ne yazık ki Tom asla tekrar görmeyeceğim.
Maalesef onunla evlenemezsin.
Maalesef masa örtüsüne kahve döktüm.
Maalesef kahveyi tükettim.
Korkarım onu unuttuğumu düşünüyor.
Maalesef o yer biraz çok pahalı.
Saat dokuz. Maalesef gitmek zorundayım.
"Onlar tekrar grev yapacaklar mı?" "Korkarım ki öyle."
Üzgünüm Tom. Korkarım ben onu yapamam.
Maalesef 1:00'e kadar burada olmayacak.
Maalesef sana yardım edemem.
Gerçeği konuşmak oldukça kaba.
Mary çok hasta ve korkarim ki o ölüyor.
Maalesef yarın yağmur yağabilir.
Korkarım ki yardım etmek için yapabileceğim çok şey yok.
Korkarım ki o, ricamı geri çevirecek.
Korkarım acıyla yaşamayı öğrenmen gerekecek.
- Ben karanlıktan korkuyorum.
- Karanlıktan korkarım.
- Karanlıktan korkuyorum.
Ölümden korkmam.
Tom beni öldürmesinden korkuyorum.
Korkarım ki yedi kişiden fazla alırsak bu bot batar.
Yılanlardan korkunç korkarım.
Korkarım gerçek büyücü olmak, sivri şapka takmaktan daha fazlasını gerektiriyor.