Examples of using "Superior" in a sentence and their turkish translations:
olası büyüklük 7 ve üzeri
Senin üstün olduğumu unutma.
Bu beni aşıyor.
ve cesaret için Soult'un neredeyse bir üstü yok " yazdı .
Bıyık üst dudakta çıkar.
O, amirine ne düşündüğünü söyledi.
Shard of Glass binasının üstündeyiz.
yine baştan başlayacağız.
Üst sağ yirmilik dişim ağrıyor.
tabi kide üstteki kısım sallanacak
Bugün hava sıcaklığı düne göre çok daha yüksek.
insanlar arasında ücretsiz olarak paylaşıldı.
çünkü hayatı kucaklamanın en yüce yolu bu.
Dağın üst kısmı karla kaplıdır.
Sayfanın üst kısmındaki resme bak.
Tom, aradığı şeyi üst rafta buldu.
kıdemli subayının kritik bir hata yapmış olabileceğini fark ediyor.
Aslında, kendi şirketimde, kendi kıdemli lider ekibime
Tom, masanın üstünü ıslak bir bez ile temizledi.
Üstün görüş ve manevra kabiliyeti... ...şahin ve doğanlara gündüz avantaj sağlıyor.
Dirsek; üst kol ve alt kol arasındaki eklemdir.
Yani bunun anlamı, dinozorların ciğerlerinin üst kısmı
Yine de bu iki avantajın hiçbiri bizim üstün öğrenme yeteneğimizi geçemez.
ama aynı zamanda bu yitim bölgelerinden birinin üstüne oturuyor.
tıpkı düzeneğin üst kısmında tek sıra hâlinde ortaya çıkışları gibi.
Sonra bu partiküllerin boğazınıza ya da üst solunum yolunuza ulaşması gerekir
Ekranın sağ üst köşesindeki "giriş tuşuna" tıklayın.
Kulübe etrafındaki duvar insan kemiklerinden yapılmış ve onun üstünde kafatasları vardı.