Examples of using "¡sorpresa" in a sentence and their turkish translations:
Sürpriz!
- Ne sürpriz!
- Bu ne sürpriz!
Seni burada görmek ne güzel bir sürpriz!
Şaşkındık.
Ne harika bir sürpriz!
- Ne güzel bir sürpriz!
- Ne hoş bir sürpriz!
Bir sürprizim var.
- Bu bir sürpriz.
- O bir sürprizdir.
- Sürpriz!
Ne tatsız bir sürpriz!
O bir sürpriz olacaktı.
Ne güzel bir sürpriz!
Seni burada görmek ne güzel bir sürpriz!
- Senin için bir sürprizim var.
- Sana bir sürprizim var.
Ne kadar garip.
Ona sürpriz yapmak istiyorum.
Ne mutlu bir sürpriz.
O büyük bir sürprizdi.
Sürpriz partilerden nefret ederim.
Bu gerçek bir sürpriz.
Bunun bir sürpriz olmasını istiyorum.
Bu harika bir sürprizdi.
Bu sürpriz değil!
Haber bizi şaşırttı.
Biz düşmanı gafil avladık.
O büyük bir sürprizdi.
Bunun bir sürpriz olmasını istiyoruz.
Bunun bir sürpriz olmasını istedim.
Büyük sürpriz ne?
Ben sürpriz partileri seviyorum.
Senin için bir sürprizim var.
Bu hoş bir sürprizdi.
Sürprizi bozmayacağım.
Sürprizi bozmak istemiyorum.
Seni burada görmek ne hoş sürpriz!
Onun sınavda başarısız olması benim için sürpriz oldu.
Köpek balıkları sürpriz saldırı yapıyor.
sürpriz unsuru ile vurma yeteneği verdi .
Haber onu çok şaşırttı.
Tom'un senin için bir sürprizi var.
Senin için küçük bir sürprizim var.
O bunun bir sürpriz olmasını istedi.
Ben bunun bir sürpriz olmasını istiyorum.
Pekala, bu büyük bir sürpriz.
Sana özel bir sürprizim var.
Senin için bir sürprizim var, Tom.
Bir gök gürültüsü beni afallattı.
Ona sürpriz yapmak istiyorum.
- Tom hazırlıksız yakalandı.
- Tom gafil avlandı.
- Tom hazırlıksız yakalanmıştı.
Dan'ın Linda için bir sürprizi var.
Tom'un Mary için bir sürprizi var.
Seni burada görmek ne hoş sürpriz!
Onun bir sürpriz olmasını istemişti.
Baybars Moğolları hazırlıksız yakalamıştı.
...ama sürpriz bir ziyaretçisi var.
Şaşırdım, kapı açıktı.
Ordumuz krallığa baskın yaptı.
O, yüzümdeki şaşkınlığı gördü.
Aşk en güzel sürprizdir.
Tom şaşkınlığını gizleyemedi.
Senin için büyük bir sürprizim var, Tom.
Tom'un ölümü bir sürpriz olarak geldi.
- Fırtına herkesi gafil avladı.
- Fırtına herkesi hazırlıksız yakaladı.
görüyoruz ki meğerse,
ve kariyerimin şokunu yaşadım.
Bu sayının çok küçük olması aslında büyük sürpriz.
Bu olay zaferden emin olan Romalılara tamamen sürpriz oldu.
Benim için sürpriz oldu, o, ödülü kazandı.
Benim için sürpriz oldu, o çok iyi İngilizce konuştu.
Bize sürpriz oldu, onun tahmini gerçekleşti.
Bu pek sürpriz sayılmaz, değil mi?
Bizim için sürpriz oldu, o Brezilya'ya tek başına gitti.
Tom Mary için bir sürpriz parti planlıyor.
Bizim için sürpriz oldu, o büyük ödülü kazandı.
tuhaf olan şu, meğerse görüyoruz ki
Benim için sürpriz oldu, antropolog cinayetle suçlandı.
Onun boşandığı haberi büyük bir sürprizdi.
Benim için sürpriz oldu, o çok güzel bir aktrisle evlendi.
Eve vardığım zaman beni küçük bir sürpriz bekliyordu.
Sizden bir hediye almak beklenmedik bir sürprizdi.
Şaşırdım, o, sözlüğü nasıl kullanacağını bilmiyordu.
Tom parti hakkında konuşarak sürprizi bozdu.
Tom'un cevabı herkesi şaşırttı.
Benim için sürpriz oldu, o, soruyu cevaplayamadı.
- Bizim için sürpriz oldu, Tom Mary ile bizim partiye geldi.
- Sürpriz oldu, Tom partimize Mary ile birlikte geldi.
- Şu işe bak ki Tom bizim partiye Mary'yle geldi.
- Bize sürpriz oldu, Tom Mary ile partimize geldi.
Benim için sürpriz oldu, ünlü psikolog çocuk kaçırmakla suçlandı.
Tom başından beri sürpriz parti hakkında biliyordu.
Tom Mary'ye sürpriz bir doğum günü partisi yaptı.
Sürpriz partiden kimseye bahsettin mi?
Geliyorlar! Kılını kıpırdatma yoksa sürpriz berbat olacak.
Tom Mary için bir sürpriz parti düzenliyor.
Kartacalılar, hazırlıksız yakalanmış olsalar da, gemilerinden gayet eminler.
Peki ya sürpriz saldırıların ustası, kızıl bir ninja ne yapacak?
Zıpkınla balık avlamanın anahtarı, balıkları şaşırtmaktır.