Translation of "Sangre" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Sangre" in a sentence and their turkish translations:

- Done sangre.
- Dona sangre.

Kan bağışında bulun!

Tosí sangre.

Ben kan öksürdüm.

Habrá sangre.

Kan olacak.

Bombeo de sangre.

Kan pompalıyorum.

Tom vomitó sangre.

Tom kan kustu.

Su sangre hierve.

Onun kanı kaynıyor.

Es solo sangre.

O sadece kan.

Tom donó sangre.

Tom kan verdi.

Estás perdiendo sangre.

- Kan kaybediyorsun.
- Kan kaybediyorsunuz.

Eso parece sangre.

O, kana benziyor.

¿Eso es sangre?

- O kan mı?
- Kan mı bu?

No doné sangre.

Kan bağışında bulunmadım.

Perdí mucha sangre.

Çok kan kaybettim.

Solo es sangre.

Bu sadece kan.

- Fui hoy a donar sangre.
- Hoy fui a donar sangre.

Bugün kan bağışlamaya gittim.

La sangre es roja.

Çünkü kan kırmızı.

Es de sangre fría.

Soğukkanlı.

Ver sangre la emocionó.

Kanın görünüşü onu heyecanlandırdı.

Esta tarde doné sangre.

Bu öğleden sonra kan bağışladım.

No soporto ver sangre.

Ben kan görmeye dayanamıyorum.

Has perdido mucha sangre.

Çok kan kaybettin.

Él está orinando sangre.

O kan işiyor.

Somos hermanos de sangre.

Biz kan kardeşleriz.

Tom está donando sangre.

Tom kan bağışlıyor.

Su sangre es roja.

Senin kanın kırmızı.

- Necesitamos recoger una muestra de sangre.
- Necesitamos tomar una muestra de sangre.

Bir kan örneği almamız gerekiyor.

- Tom vio sangre en el piso.
- Tom vio sangre en el suelo.

Tom yerde kan gördü.

El color de la sangre,

kan rengine,

Veamos eso de nuevo, sangre.

Bunu tekrar görelim.

Y su pelea de sangre

ve onun kan davalısı

Hay sangre en el agua.

Suda kan var.

Tom empezó a toser sangre.

Tom kan tükürmeye başladı.

Había sangre por todas partes.

Her yerde kan vardı.

¿Cuánta sangre perdió el herido?

Yaralılar ne kadar kan kaybetti?

La sangre estaba aún mojada.

Kan henüz ıslaktı.

Reprobé mi examen de sangre.

Kan testimi beceremedim.

Le dispararon a sangre fría.

Soğukkanlılıkla vuruldu.

Él está perdiendo demasiada sangre.

Çok fazla kan kaybediyor.

Odio los exámenes de sangre.

Kan testlerinden nefret ederim.

¿Has donado sangre alguna vez?

- Sen hiç kan bağışladın mı?
- Hiç kan bağışladınız mı?
- Hiç kan bağışladın mı?

Tom tosió algo de sangre.

Tom biraz kan öksürdü.

Las aves tienen sangre caliente.

Kuşlar sıcak kanlıdır.

Quiero llevar sangre a las manos.

Kanın ellerinize ulaşmasını sağlayın.

La historia me heló la sangre.

Hikaye kanımı dondurdu.

Es necesaria una transfusión de sangre.

A kan nakli gereklidir.

Tom escupió un poco de sangre.

Tom biraz kan öksürdü.

No hay sangre en el piso.

Yerde hiç kan yok.

La sangre corre por las venas.

Kan, kan damarları aracılığıyla akar.

Tom necesita una transfusión de sangre.

Tom'un bir kan nakline ihtiyacı var.

Había sangre por todo el piso.

Döşemenin her tarafında kan vardı.

Es un hombre de sangre azul.

O asil kanlı bir adam.

Tenía la cara cubierta de sangre.

Onun yüzü kanla kaplıydı.

La sangre fluía de la herida.

Yaradan kan aktı.

Donamos sangre para ayudar al niño.

Çocuğa yardım etmek için kan verdik.

La curiosidad está en mi sangre.

Merak benim kanımda.

Las paredes están cubiertas de sangre.

Duvarlar kanla kaplı.

Su sangre escurría por su pecho.

Kan göğsünün üzerine aktı.

Tom recibió una transfusión de sangre.

Tom'a kan nakli yapıldı.

La sangre manaba de la herida.

Yaradan kan aktı.

¿Puedo medir su azúcar en sangre?

Şekerinizi ölçebilir miyim?

- La función del corazón es bombear sangre.
- La función del corazón es bombear la sangre.

Kalbin işlevi kan pompalamaktır.

Mi vestido azul apareció manchado de sangre.

Benim mavi elbisemde bir kan lekesi ortaya çıktı.

Me gustaría revisar tu presión de sangre.

Tansiyonunuzu kontrol etmek istiyorum.

Esto hace que me hierva la sangre.

Bu beni çok kızdırır.

Yo doy mi sangre por este trabajo.

Bu iş için kanımı veririm.

Elizabeth mató a Alister a sangre fría.

Elizabeth Alister'i soğukkanlılıkla öldürdü.

Se limpió la sangre de las manos.

O, ellerindeki kanı yıkadı.

La sangre era de un rojo brillante.

Kan parlak kırmızıydı.

El suelo estaba todo cubierto de sangre.

Yer tamamen kanla kaplıydı.

Él derramó sangre inocente solo por diversión.

Sadece heyecan olsun diye masum kanı döktü.

No es sangre, es jugo de tomates.

O, kan değil; O, domates suyu.

La sangre brotó rápidamente de su cara.

Kan onun yüzünden çabucak sızdı.

Los peces son animales de sangre fría.

Balıklar soğukkanlı hayvanlardır.

No puedes ser un donante de sangre.

- Sen bir kan verici olamazsın.
- Kan bağışçısı olamazsın.

La policía encontró sangre en el suelo.

Polisler yerde biraz kan buldular.

Las serpientes son criaturas de sangre fría.

Yılanlar soğukkanlı yaratıklardır.

Había sangre en la camisa de Tom.

Tom'un gömleğinde kan vardı

- La policía quería evitar un derramamiento de sangre.
- La policía trató de evitar el derramamiento de sangre.

Polis kan dökülmesini önlemek istedi.

Nuestro sistema puede ser extraordinario al encontrar sangre.

Sistemimiz kanı tespit etmede de olağanüstü olabilir.

El paciente se desmayó al ver la sangre.

Hasta kanı görünce bayıldı.

Eso no es sangre, es salsa de tomates.

Bu kan değil. Bu domates sosu.

Aaron fue asesinado a sangre fría por Mary.

Aaron Mary tarafından soğukanlılıkla öldürüldü.

El cerebro necesita un suministro continuo de sangre.

Beynin sürekli bir kan kaynağına ihtiyacı var.

La sangre rápidamente brotó del rostro de Tom.

Tom'un yüzünden kan aktı.

Trabajó con ellos con sangre, sudor y lágrimas.

onlarla kan, ter ve göz yaşları içinde çalıştılar.

En sus venas corre agua, nada de sangre.

Toplardamardan su akar, kan değil.

Hay una necesidad urgente de donaciones de sangre.

Kan bağışı için acil bir ihtiyaç var.

Hay una necesidad urgente de donadores de sangre.

Kan vericiye acil bir ihtiyaç vardır.

"¿Qué son estas manchas en el suelo?" "Sangre."

"Yerdeki bu lekeler ne?" "Kan."

- Hay un nivel demasiado alto de glucosa en la sangre.
- Los niveles de glucosa en tu sangre son demasiado altos.

Senin kan şekeri seviyelerin çok yüksek.

Y si les llega a la sangre, se infectan.

Kanınıza girdikten sonra enfeksiyon kaparsınız

Y murciélago vampiro alimentado con sangre también está disponible

ve kanla beslenen vampir yarasa da mevcuttur

La sangre en el camino ha de ser mía.

Yoldaki kan benim olmalı.

Me tomaron una muestra de sangre en el hospital.

Hastanede kan örneğimi aldılar.