Examples of using "Petróleo" in a sentence and their turkish translations:
Japonya petrol ithal ediyor.
O, petrolde bir servet yaptı.
Petrol Arabistan'da bolca bulunur.
Su petrolle kirletilmiş.
ABD petrol bakımından zengindir.
Petrol fiyatı arttı.
Petrol kalın bir borudan geçirildi.
Bu ülkede petrol sıkıntımız yok.
Petrol arzı sınırsız değildir.
Japonya büyük miktarda petrol ithal eder.
Petrol arzı sınırsız değildir.
Sudi Arabistan petrol bakımından çok zengindir.
Bu ülkede petrol sınırlıdır.
Petrolün keşfi şanslı bir rastlantıydı.
Petrol bir yüz yıl daha sürmeyebilir.
Bu petrol kuyusu beni zengin edecek.
Japonya, petrol için Arap ülkelerine güvenir.
Ülkeler altın,petrol ve uyuşturucu için mücadele ediyorlar.
Yağ çeşitli makinelerin çalıştırılabilmesi için gereklidir.
Bugün, günde 100 milyon varil petrol kullanıyoruz.
Tüm takım için benzin bulan bir dahimiz mi vardı?
Kuzey Denizi'nde petrol bulundu.
Bilinen en yüksek petrol rezervlerine sahip.
Japonya, petrol temini için Arap ülkeleri bağlıdır.
Petrol fiyatı yükseliyor.
Dünya'nın petrol yerine yeni enerji kaynakları geliştirmesi gerekmektedir.
Nerede petrol var, orada müslüman var; karşıt ifade yanlıştır.
Petrol,Japon sanayinin gelişiminde önemli bir rol oynadı.
sığır geğirme ve yem üretiminin küresel ısınmaya katkıda bulunduğu
Bu durum, petrol fiyatlarının düşmesi durumunda, tüm bu programların sürdürülememesi demekti