Examples of using "Pasarme" in a sentence and their turkish translations:
Bana tuzu verebilir misiniz?
Lütfen bana biberi uzatır mısın?
Lütfen bana tuzu uzatır mısın?
Tom parayı bana ödünç vermeyi önerdi.
Birisi bana kaşık verebilir mi?
Lütfen bana gazeteyi verebilir misin?
- Bana biberi uzatır mısın lütfen?
- Bana biberi uzatır mısın lütfen.
Bana tuzu uzatabilir misin, lütfen?
Lütfen bana tuzu ve karabiberi uzatır mısın?
Masadaki gazeteyi verebilir misin?
Gelecek hafta ona uğrayacağım.
Lütfen tabağınızı bana uzatır mısınız?
Çok iyi genlerim var, bu konuda endişelenmeme kesinlikle gerek yok."
Ben Boston'a gitmeden önce seni görmek için uğrayacağımı düşündüm.
Genellikle pazar günü bütün günü boş boş geçiririm.
Bana tuzu uzatabilir misin, lütfen?
Hayatımın geri kalanını pişman olarak geçirmek istemiyorum.
Bütün sabahı böyle geçirmek isterim.
Geçerken uğramaya ve seni görmeye niyet ediyordum fakat bu hafta oldukça meşguldüm.