Translation of "Muro" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Muro" in a sentence and their turkish translations:

Mira en su muro.

Onların duvarına bak.

Tom está levantando un muro.

Tom bir duvar inşa ediyor.

No te subas al muro.

Duvara tırmanma.

Había garabatos por todo el muro.

Bütün duvar boyunca karalamalar vardı.

Ella pintó el muro de rosa.

O, duvarı pembe boyadı.

¿Por qué construyen un muro aquí?

Neden burada bir duvar inşa ediyorsun?

Ese muro está pintado de verde.

Bu duvar yeşile boyanmıştır.

Este muro está pintado de verde.

Bu duvar yeşile boyanmıştır.

El muro está repleto de graffiti.

Duvar grafiti dolu.

El muro está lleno de grafitis.

Duvar, yazılarla kaplıdır.

Es como golpearse contra un muro.

başarılı olamadın.

- Esta pared está muy fría.
- Este muro está muy frío.
- Este muro se siente muy frío.

Bu duvar çok soğuk.

El Muro de Berlín cayó en 1989.

Berlin Duvarı 1989'da yıkıldı.

El Muro de Berlín cayó en 1990.

Berlin duvarı 1990 yılında düştü.

Ella colgó el calendario en el muro.

Takvimi duvara astı.

Y construyó este muro alto a su alrededor.

ve etrafına bu yüksek duvarı inşa etti.

Y de cómo había construido ese alto muro

nasıl bu yüksek duvarı inşa ettiğini

Tom construyó un muro alrededor de su casa.

Tom evinin etrafında bir duvar inşa etti.

- Tom tenía doce cuando el muro de Berlín cayó.
- Tomás tenía doce años cuando cayó el muro de Berlín.

Berlin Duvarı yıkıldığında Tom on iki yaşındaydı.

Miren, hay un muro... ...de juncos frente a nosotros. 

Bakın, önümüzde uzun otlardan oluşan bir duvar duruyor.

Anunció que construiría un muro entre México y América.

Meksika ile Amerika arasına bir duvar öreceğini açıkladı

Como si hubiese un muro a mitad de mi cerebro

beynimin tam ortasında örülmüş bir duvar var gibiydi.

Y cuando anunció que pagaría a México por este muro.

bir de üzerine bu duvarın ücretini Meksika'ya ödeteceğini açıklayınca

La casa tenía un muro de piedra a su alrededor.

Evin etrafında taş bir duvar vardı.

- La caída del muro de Berlín fue en verdad un acontecimiento histórico.
- La caída del muro de Berlín fue verdaderamente un acontecimiento trascendental.

Berlin duvarının düşüşü gerçekten önemli bir fırsattı.

No dejen que sea un muro entre Uds. y la realidad.

Sadece bunu siz ve gerçekliğin arasındaki bir engel yapmayın.

El muro cortina debe reforzarse con torres flanqueantes a intervalos regulares.

Perde duvar, düzenli aralıklarla inşa edilmiş yan kuleler tarafından güçlendirilmelidir.

El prisionero excavó un hoyo debajo del muro de la prisión.

Mahkûm cezaevi duvarının altında bir delik açtı.

- ¿Este muro se construyó para mantener a la gente fuera o para mantenerla dentro?
- ¿Este muro se construyó para mantener a la gente afuera o adentro?

Bu duvar insanları dışarıda tutmak için mi içeride tutmak için mi örülmüş ?

La caída del muro de Berlín fue en verdad un acontecimiento histórico.

Berlin Duvarı'nın yıkılışı gerçekten çığır açan bir olaydı.

Pero gracias al muro de contención de Mimar Sinan y los arcos interiores

fakat Mimar Sinan'ın istinat duvarı ve içeriden yaptığı kemerler sayesinde

El techo entero, que estaba apoyado en el muro, se cayó con él.

Duvar tarafından desteklenen tüm tavan onunla birlikte çöktü.

Y a veces eso se siente como un muro entre tú y la realidad.

ve bazen gerçeklik ve kendin arasında bir blok oluyormuş gibi hissettiriyor.

El muro no era lo suficientemente alto para impedir la entrada a los perros.

Duvar köpekleri dışarıda tutacak kadar yüksek değildi.

Un gato gordo y blanco se sentó sobre un muro y los miró con mirada somnolienta.

Şişman beyaz bir kedi, duvarın üstüne oturdu ve onların ikisini uykulu gözlerle izledi.

El muro alrededor de la choza estaba hecho de huesos humanos y en su parte superior había cráneos.

Kulübe etrafındaki duvar insan kemiklerinden yapılmış ve onun üstünde kafatasları vardı.

- Un hombre pisó la luna. Una muralla cayó en Berlín. Un mundo hizo conexión gracias a nuestra propia ciencia e imaginación.
- Un hombre pisó la luna. Un muro cayó en Berlín. Un mundo fue conectado por medio de nuestra propia ciencia e imaginación.

Bir insan aya indi. Berlinde bir duvar yıkıldı. Bir dünya kendi bilimimizle ve hayal gücümüzle bağlandı.