Examples of using "Independiente" in a sentence and their turkish translations:
Ben daha özgür olmak istiyorum.
Tom bağımsız.
O bağımsız bir düşünür.
Tom şu anda kendi başına.
O, anne ve babasından bağımsızdır.
O daha bağımsız olmak istiyor.
O daha bağımsız olmak istiyor.
O bir serbest gazeteci.
Ayrı kalmak zorundasın.
böylece bağımsız olarak çalışabilirler.
bağımsız güreş arenasında güreşiyordum.
O, anne ve babasından bağımsızdır.
İskoçya bağımsız bir ülke olmalı mı?
Örneğin, annem bağımsız olarak yaşıyor.
Vatikan bağımsız bir ülkedir.
Ergen, gittikçe bağımsızlaşıyor.
Onlar insanların bağımsız olmalarını istemiyorlar.
Oğlum her zaman çok başına buyruktu.
- Büyükannem başına buyruk birisidir.
- Anneannem bildiğini okuyan biridir.
- O ekonomik yönden ebeveynlerinden bağımsız.
- Kendisi maddi yönden anne-babasına bağımlı değil.
Ben karbondioksiti havadan temizleyecek şekilde
Filistinlilerin bağımsız bir devlete sahip olmaları.
Bunların hepsi bağımsız yaşam destekleri
2.000 tane vantuzu var ve hepsini bağımsız kullanıyor.
Onun o kadar üzerinde titrememelisin. O bağımsız olmayı öğrenmeli.
Mary gitse de gitmese de Tom gidecek.
O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
Ailesinden ayrıdır.
Demokrasilerde, basının bağımsız olması önemlidir.
Demokraside, gazeteciliğin bağımsız olması önemlidir.
Tom çok bağımsız fikirli.
Leyla, arkasında 3 tane felaket evliliği olan bağımsız bir kadındı.
Aynı zamanda bağımsız komuta sorumluluğuyla gelişen az sayıdaki kişiden biriydi.
Parlak bir bağımsız kampanyada, Avusturyalıları Nice yakınlarında tuttu, sonra onları
Suchet'e güneydeki Fransız kuvvetlerinin komutasını verdi - çok az kişinin daha uygun olduğu
o Napolyon büyük, bağımsız bir komuta güvenebilirdi