Examples of using "Impaciente" in a sentence and their turkish translations:
Ben sabırsızım.
- Sen sabırsızsın.
- Sabırsızsın.
Sabırsızsın.
Bekleyemem.
Ve ben sabırsızım.
Onu dört gözle bekliyorum.
Sabırsız olmayın!
Sen sabırsızsın.
Baba bugün sabırsız.
Bana karşı çok sabırsızsın.
Tom huzursuz görünüyor.
Çok aceleci olma.
O, ona can atıyor.
Daha az sabırsız olmalısın.
Tom evlenmek için sabırsızlanıyor.
Tom sabırsız ve huzursuzdu.
Bir sonraki toplantımızı dört gözle bekliyorum.
Tom sabırsız, değil mi?
Tom sabırsız oluyor.
O, babasından daha az sabırsız.
Şimdi acele etme, lütfen.
Bir aceleci sırtlan boynuz ısırır.
O, biraz sabırsız değildi.
Kocasının gelmesini dört gözle bekliyor.
Çocuklara karşı sabırsız olmamalısın.
Tom bütün gün huzursuz.
Tom Mary kadar sabırsız değil.
Tom Boston'da yaşamaya istekli.
Tom Boston'a gitmeye istekli.
Seni görmek için can atıyorum.
Ailesini görmek için sabırsızlanıyordu.
O, oğlunu görmek için sabırsızlanıyordu.
Bütün hafta bunu dört gözle bekliyorum.
Oyunun başlaması için sabırsızdım.
- Kızını görmek için çok sabırsızdı.
- Kız çocuğunu görmek için sabırsızdı.
Tatoeba'nın yeni sürümünü görmek için çok sabırsızlanıyorum.
Tom Mary'yi yeniden görmek için sabırsızlanıyordu.
Bob eşinin gecikmesine sabırsızlandı.
- Seni görmek için can atıyorum.
- Seni görmeye can atıyorum.
- Bu konu ile ilgili düşüncelerini duymaya can atıyorum.
- Bu konu hakkındaki düşüncelerini duymaya can atıyorum.