Examples of using "Estés" in a sentence and their turkish translations:
Hazır olduğunda bana bildir!
Üzülmeyin.
Sinirlenmeyin.
Sen muhtemelen hatalısın.
Hazır olduğunda başlayacağız.
Ne zaman hazır olacağını sadece bana bildir.
Öfkeli isen tartışma ve tok isen yemek yeme.
Hasta olduğunu sanmıyorum.
Umarım korkmazsın.
Onlar seni ölü istiyor.
Güvende olmanızı istiyorum.
- Hazır olduğun zaman bana bildir.
- Hazır olunca söyle.
Ben burada olmanı istiyorum.
Gitmeye hazır olduğunda beni ara.
Dinlediğini umuyorum.
Orada olmana ihtiyacım olacak.
Umarım iyisindir.
Hazır olmanı istiyorum.
O kadar kızgın olmayın.
İnşallah eğleniyorsun.
Hatalı olman mümkün mü?
Burada olman güzel.
Katıldığını umuyorum.
- Sen yalnız değilsindir umarım.
- Senin yalnız olmadığını umuyorum.
Lütfen üzülme.
Senin deli olduğunu sanmıyorum.
Hazır olduğunuzu sanmam.
Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say.
Galiba hatalısın.
Eğer aranızda umuyorum yoktur ama
Boş olduğunda tekrar geleceğim.
Sen burada olduğun sürece, ben kalacağım.
Burada olduğuna memnunum.
Kızgın olduğunda ona kadar say.
Senin benim yanımda olmanı istiyorum.
Burada olman gerekmiyor.
Ben bana gurur duyulmasını istiyorum.
Mutlu olduğuna mutluyum.
Geri döndüğüne memnunum.
Hazır olduğunda hazırım.
Grip olduğun zaman bu ilacı al.
Bana kızgın olmadığını umuyorum.
Hazır olduğun zaman beni ara.
Meşgul olmadığın zaman seninle konuşacağım.
Güneşteyken başınızı örtün.
Zengin olmana rağmen, ben senin mutlu olduğundan şüpheliyim.
Sevgilim, belki benden bir şey saklıyorsun.
Gerçekten burada olduğuna inanamıyorum.
Güvende olduğundan emin olmak istiyorum.
Burada olmana çok sevindim.
Burada olman gerçekten beni mutlu eder.
İstediğin ne varsa bağışla.
Burada olduğuna neredeyse inanamıyorum.
Hata yapmadığını umuyorum.
Sen yokken kedine bakacağım.
Fikrime katılmanızı beklemiyorum.
Güvende olduğun için rahatladım.
Öğünler arasında yemek yemeni istemiyorum.
Onu koruduğuna inanamıyorum.
- Bizden bir şey mi saklıyorsun?
- Bizden sakladığın bir şey mi var?
İster bir sınava giriyor olun,
merak ettiğiniz bir şeyi Wikipedia'dan araştırın
Kabul etsende etmesende onu yapacağım.
Toplantıda olman kesinlikle gerekli.
Sen oradayken geçimini neyle sağlayacaksın?
Geç saatlere kadar uyanık kalmasan iyi olur.
Mutlu olduğunu umuyorum.
Bunu yaptığına inanamıyorum.
Vazgeçtiğine inanamıyorum.
Korktuğunu anlıyorum.
Yediğin şeyin sağlıklı olduğunu umut ediyorum.
- Üzgün olmadığınız için çok mutluyum.
- Üzülmediğin için çok mutluyum.
Boş olduğunda seni görmek istiyorum.
Meşgul olabilirsin ama yine de ödevini yapmalısın.
- Bir daha Tokyo'ya geldiğinde umarım görüşürüz.
- Umarım bir dahaki kez Tokyo'da olduğunda seni görürüm.
Senin mutlu olacaksın diye gülüyorum.
Bunu bana yapıyor olduğuna inanamıyorum.
Benimle böyle konuştuğuna inanamıyorum.
Bana rüşvet vermeye çalıştığına inanamıyorum.
Lütfen meşgul olmadığın bir gün uğra.
- İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.
- İngilizce konuşurken hatalar yapmaktan korkma.
Gerçekten bana aşık olduğuna inanamıyorum.
Hamam böceklerinin fotoğraflarını çektiğine inanamıyorum.
Böylesine uzun bir uçuştan sonra muhtemelen yorgunsun.