Translation of "Esclavitud" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Esclavitud" in a sentence and their turkish translations:

- La esclavitud existe todavía.
- La esclavitud aún existe.

Kölelik hâlâ var.

El presidente abolió la esclavitud.

Devlet başkanı köleliği kaldırdı.

La esclavitud era legal ahí.

Kölelik orada yasal idi.

Nadie será sometido a esclavitud.

Kimse köle olarak kullanılmayacak.

América abolió la esclavitud en 1863.

Amerika 1863 yılında köleliği halletmiştir.

La esclavitud era un negocio lucrativo.

Köle ticareti kazançlı bir işti.

Lincoln se opuso a la esclavitud.

Lincoln köleliğe karşı çıktı.

El presidente ha abolido la esclavitud.

Başkan köleliği kaldırdı.

La esclavitud es normal, natural y necesaria.

Kölelik, normal, doğal ve gerekli.

De la esclavitud hasta el encarcelamiento masivo,

Kölelikten toplu hapislere kadar

Lincoln estaba en contra de la esclavitud.

Lincoln köleliğe karşı idi.

Tengo la intención de abolir la esclavitud.

Köleliği kaldırmayı istiyorum.

El colorismo en EE.UU. empieza con la esclavitud.

Amerika'daki renkçiliğin hikayesi kölelikle başlıyor.

Incluso luego de la abolición de la esclavitud,

Kölelik kaldırıldıktan sonra bile,

Sus descendientes, ahora generaciones libres de la esclavitud,

Onların torunları, esaretin nesilleri

La esclavitud es un crimen hacia la humanidad.

- Kölelik, insanlık dışı bir suçtur.
- Angarya, insanlık dışı bir suçtur.

El matrimonio y las relaciones son una esclavitud.

Evlilik ve ilişkiler köleliktir.

Y, sí, había mucha esclavitud en el mundo antiguo

Antik dünyada da her türlü kölelik vardı elbette

La esclavitud no fue abolida en los EE.UU. hasta 1865.

Kölelik, Abd'de 1865 yılına kadar kaldırılmadı.

Lincoln se propuso abolir la esclavitud en los Estados Unidos.

Lincoln ABD'de köleliğin kaldırılması için yola çıktı.

La esclavitud era legal en la nueva República de Texas.

Kölelik yeni Teksas Cumhuriyetinde yasaldı.

Mientras han existido la esclavitud y las celdas de la cárcel.

tüm kaynaklarını seferber ediyorlar.

La esclavitud está abolida en casi todas las regiones del mundo.

Kölelik dünyanın birçok bölgesinde yürürlükten kaldırıldı.

La esclavitud no fue abolida en los Estados Unidos hasta 1865.

Kölelik, Amerika Birleşik Devletleri'nde 1865 yılına kadar kaldırılmadı.

La guerra es paz. La libertad es esclavitud. La ignorancia es fuerza.

Savaş barıştır. Özgürlük köleliktir. Cahillik güçtür.

La abolición de la esclavitud en Europa se extendió finalmente al continente americano.

Avrupa'da köleliğin kaldırılması, sonunda Amerikan anakarasına ulaştı.

El 13 de mayo de 1888 fue oficialmente abolida la esclavitud en Brasil.

Brezilya'da 13 Mayıs 1888'de kölelik resmen kaldırılmıştır.

Cientos de miles de personas fueron ejecutadas o vendidas en esclavitud, la ciudad saqueada

Yüzbinlerce insan kılıçtan geçirildi yada köleleştirildi,Şehir yağmalandı

La pobreza no es un accidente. Como la esclavitud y el apartheid, es un producto del hombre y puede ser erradicado por las acciones de los seres humanos.

Yoksulluk tesadüf değildir. Kölelik ve apartheid gibi insan ürünüdür ve insan etkinlikleriyle ortadan kaldırılabilir.