Translation of "Bajos" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Bajos" in a sentence and their turkish translations:

¿Cuándo vendrás a los Países Bajos?

Ne zaman Hollanda'ya geliyorsun?

Hay muchos barrios bajos en México.

Meksika'da birçok gecekondu var.

- Dijeron que estaban insatisfechos con sus bajos salarios.
- Dijeron que sus bajos salarios no resultaban satisfactorios.

Onlar düşük ücretlerinden memnun olmadıklarını söylediler.

Los niveles de oxígeno son peligrosamente bajos.

Oksijen kritik seviyeye düşmüş durumda.

En la colina crecen muchos árboles bajos.

Tepede bir sürü bodur ağaçlar büyümektedir.

Bajos sus asientos se encuentran chalecos salvavidas.

Can yelekleri sizin koltukların altında bulunmaktadır.

Su nieto vive en los Países Bajos.

Onun torunu Hollanda'da yaşıyor.

Las mujeres tienen salarios más bajos que los hombres.

Kadınlar erkeklerden daha düşük bir maaşla çalıştırılırlar.

La compañía explotaba a sus trabajadores con bajos salarios.

Şirket çalışanlarını düşük maaşlarla sömürdü.

Doscientos catorce millones de mujeres de países de bajos ingresos

Düşük gelirli ülkelerde 240 milyon kadın gebe kalmak isteyip istemediğine

En los Países Bajos, las iglesias y las organizaciones de cuidado

Hollanda'da bakım ve refakate ihtiyaç duyan insanları

Ahora que ya han abordado las decisiones de riesgos bajos o nulos,

Küçük ve sıfır riskli kararların üstesinden geldiğiniz için

Que los países bajos también depositarán el mapa, como Holanda, que desaparecerá

gibi deniz seviyesinin altındaki ülkelerin de haritayı bırakacağı

- Holanda es un país pequeño.
- Los Países Bajos son un país pequeño.

Hollanda küçük bir ülkedir.

Los codos de un cirujano deben estar bajos descansando cómodamente a los costados.

Bir cerrahın dirsekleri yanlarında rahatça dinlenmeli.

Hemos pagando fianzas a residentes de bajos ingresos de la ciudad de Nueva York,

New York City'den düşük gelirli insanların kefaletini ödüyoruz

Mediante ruidos de baja frecuencia, algunos tan bajos que son inaudibles para los humanos,

Düşük frekanslı gürlemelerle... ...ki bazısı o kadar düşüktür ki insanlar duyamaz...

Acompañó al rey en su vuelo a los Países Bajos, pero la corte real

Krala Hollanda'ya uçarken eşlik etti, ancak kraliyet mahkemesi tarafından

- La capital de Holanda es Amsterdam.
- Ámsterdam es la capital de los Países Bajos.

Hollanda'nın başkenti Amsterdam'dır.

Producen entre el 60 y el 80 % de los alimentos en países de bajos ingresos,

Genellikle 20 dönümden az alanlarda işleyen düşük gelirli ülkelerde

Cuando Napoleón avanzó hacia los Países Bajos en junio, para enfrentarse a los ejércitos de

Napolyon Haziran ayında Wellington ve Blücher'in ordularını ele geçirmek için Hollanda'ya ilerlediğinde

Los primeros inmigrantes en la historia de Estados Unidos vinieron de Inglaterra y Países Bajos.

Amerikan tarihindeki ilk göçmenler İngiltere ve Hollanda'dan geldiler.

Ney sirvió en los Países Bajos y en el Rin, luchando en Valmy, Jemappes y Neerwinden;

Ney Hollanda'da ve Ren Nehri'nde Valmy, Jemappes ve Neerwinden'de savaşarak görev yaptı;