Examples of using "David" in a sentence and their turkish translations:
David çok aktif.
David hasta, değil mi?
David Beckham İngiliz'dir.
David evde.
David'in sorusuna gelince
David Beckham şimdi Amerika'da yaşıyor.
David bana baktı ve şöyle dedi:
David hasta, değil mi?
David felsefe üzerine yeni bir kitap yayınladı.
Arkeologlar, Kral Davud'un(Davud peygamber) sarayını bulduklarını düşünüyorlar.
- David'in o kadar çok kız arkadaşları var ki o onların isimlerinin hepsini hatırlayamıyor.
- David'in isimlerini aklında tutamayacağı kadar kız arkadaşı var.
Tren görünürken David platformda kaldı.
David'in o kadar çok arkadaşı var ki onların tüm isimlerini bile hatırlayamıyor.
David'in hiç istikrarlı bir işi olmadı fakat her zaman geçimini sağlayabildi.
İzlanda başbakanı Sigmundur David Gunnlaugsson, karısının bir offshore yatırım şirketi sahibi olduğu ortaya çıktıktan sonra istifa etti.