Translation of "Maravilloso" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Maravilloso" in a sentence and their turkish translations:

- Fue maravilloso.
- Era maravilloso.

Harikaydı.

Maravilloso.

Muhteşem.

Fue maravilloso.

Harikaydı.

Es maravilloso.

Bu harika.

¡Es maravilloso!

O harika!

- Es genial.
- Esto es maravilloso.
- Es maravilloso.

- O çok güzel.
- Bu harika.

Es realmente maravilloso.

O gerçekten harika.

¡Eso es maravilloso!

O harika.

Esto es maravilloso.

Bu harika.

Tom es maravilloso.

- Tom muhteşem.
- Tom harika.

Has sido maravilloso.

Harikaydın.

- Hoy el clima es maravilloso.
- Hoy el clima está maravilloso.

Bugün hava harika.

¡Qué invento tan maravilloso!

Ne harika bir buluş!

¡Qué maravilloso es esto!

Bu ne kadar harika!

¡El sabor es maravilloso!

Tadı mükemmel!

Es un mundo maravilloso.

Bu harika bir dünya.

Fue un día maravilloso.

Harika bir gündü.

Este foro es maravilloso.

Bu forum muhteşem.

¡Qué mundo más maravilloso!

Ne harika bir dünya!

¿No es eso maravilloso?

Harika değil mi?

Amar es tan maravilloso.

Birini sevmek çok harika.

Es maravilloso estar aquí.

Burada olmak harika.

El concepto es fascinante, maravilloso.

Büyüleyici, inanılmaz bir şey.

Has hecho un trabajo maravilloso.

Harika bir iş başardın.

¡Tu departamento se ve maravilloso!

Senin dairen harika görünüyor!

Ella llevaba un conjunto maravilloso.

Muhteşem bir kıyafet giyiyordu.

Gracias por este regalo maravilloso.

Harika hediye için teşekkürler.

Tom es un niño maravilloso.

Tom harika bir çocuk.

Él fue un hombre maravilloso.

O harika bir adamdı.

Tom es un chico maravilloso.

Tom harika bir adam.

Tom es un maravilloso artista.

Tom harika bir sanatçı.

Manejar por la costa es maravilloso.

Sahil boyunca araba sürmek harika.

Pasamos un maravilloso fin de semana.

Biz harika bir hafta sonu geçirdik.

Ellos pasaron un tiempo maravilloso juntos.

Onlar birlikte güzel bir zaman geçirdiler.

La lavadora es un invento maravilloso.

- Çamaşır makinesi harika bir icattır.
- Çamaşır makinesi muhteşem bir icat.

El teléfono es un aparato maravilloso.

Telefon sadece harika bir cihaz.

La Tierra es un planeta maravilloso.

Dünya güzel bir gezegendir.

- Eres realmente maravilloso.
- Eres realmente maravillosa.

Sen gerçekten harikasın.

El mundo parece maravilloso desde aquí.

Dünya buradan harika görünüyor.

El mundo es un lugar maravilloso.

Dünya güzel bir yer.

Muchas gracias por este maravilloso viaje.

Bu harika yolculuk için çok teşekkür ederim.

Ella me dio un regalo maravilloso.

O, bana harika bir hediye verdi.

El maravilloso sonido de la comida cocinándose.

Pişen yemeğin... ...şu harika sesi!

Reconozco que he emprendido un maravilloso viaje

Aşırı derecede tutkulu olduğum çalışmamı sürdürmeme olanak sağlayan

¡Pasamos un día maravilloso en la playa!

Sahilde harika bir gün geçirdik!

El sol en el horizonte es maravilloso.

Ufuktaki güneş harika.

El clima es maravilloso en el bosque.

Ormanda hava harikadır.

En verdad es maravilloso volver a verte, Momoe.

Seni tekrar görmek gerçekten harika, Momoe.

Eso nos golpea con algo maravilloso o algo terrible.

harika ya da korkunç bir biçimde çarpan bir yıldırımdır.

A su vuelta dijo, "ha sido un tour maravilloso".

Döndüğünde, "Bu harika bir turdu " dedi.

¿Rusos nuevos, dices? ¡Maravilloso! ¡Es justo lo que necesitábamos!

Yeni Ruslar mı diyorsunuz? Harika! Bu tam ihtiyacımız olan şey.

El Sr. Johnson es un profesor de música maravilloso.

Bay Johnson harika bir müzik öğretmenidir.

Ella le escribió para decirle lo maravilloso que era.

O, ne kadar harika olduğunu söylemek için ona yazdı.

Y luego encontrabas otra forma: "¡Ah! 97 más 3. ¡Maravilloso!".

ve sonra başka bir yol bulacaktın: "Ah! 97 artı 3, olağanüstü!"

Con una nueva apreciación de lo maravilloso que es el cerebro.

ihtişamlı olduğuna dair yeni bir değerlendirme ile ayrılırsınız.

- La lavadora es un invento maravilloso.
- La lavadora es un invento genial.

Çamaşır makinesi harika bir icattır.

Cuando uno tiene un sueño maravilloso, no desea volver a la realidad.

Biri harika bir rüya gördüğünde, yeryüzüne inmek istemez.

- Ella me hizo un vestido maravilloso.
- Ella me hizo un lindo vestido.

O, bana güzel bir elbise yaptı.

¡Qué maravilloso trabajo que está haciendo en donar libros a los niños necesitados!

İhtiyacı olan çocuklara kitap bağışlayarak ne harika bir iş yapıyor!

- Este es el obsequio más maravilloso que jamás haya recibido.
- Este es el regalo más fabuloso que he recibido hasta ahora.

Bu şimdiye kadar aldığım en harika hediye.