Translation of "Concurso" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Concurso" in a sentence and their turkish translations:

- Ganamos el concurso.
- Hemos ganado el concurso.

Biz yarışmayı kazandık.

Este concurso está arreglado.

- Bu yarışma önceden ayarlanmış.
- Bu yarışma hileli.

Ella ganó el concurso.

O, yarışmayı kazandı.

- Pronto tendremos un concurso de música.
- Pronto habrá un concurso musical.

Yakında bir müzik yarışmamız olacak.

- ¿Vas a participar en el concurso?
- ¿Van a participar en el concurso?

Yarışmaya katılacak mısınız?

Ella participó en el concurso.

O, yarışmaya katıldı.

¿Entraste al concurso de canto?

Şarkı yarışmasına girdin mi?

Ella ganó el concurso de belleza.

Güzellik yarışmasını kazandı.

Él quiere participar en el concurso.

O, yarışmaya katılmak istiyor.

Entré a un concurso de canto.

Ben bir şarkı yarışmasına girdim.

Nos quedaremos aquí hasta el próximo concurso.

Bir sonraki yarışmaya kadar burada kalacağız.

Ganó el concurso de las remeras mojadas.

O, ıslak tişört yarışmasını kazandı.

Ella participó en un concurso de belleza.

Güzellik yarışmasına katıldı.

Muchas personas se inscribieron para el concurso.

Pek çok kişi yarışma için kayıt oldu.

Tom fue juez en un concurso de arte.

Tom bir sanat yarışmasında bir hakemdi.

Él ganó un premio en el concurso de ortografía.

O, yazım yarışmasında bir ödül kazandı.

Ella ganó el primer puesto en el concurso de oratoria.

Konuşma yarışmasında birincilik ödülünü kazandı.

Ella tiene la intención de participar en un concurso de belleza.

O bir güzellik yarışmasına katılmak niyetinde.

Nancy se sorprendió de que Bob ganara el primer lugar en el concurso.

Nancy Bob'un yarışmada birincilik ödülünü kazanmasına şaşırdı.

¿Sabes el nombre de la vencedora del concurso de belleza del año pasado?

Geçen yılki güzellik yarışmasında kazananın adının ne olduğunu biliyor musunuz?

Tom, Mary y John pasaron el sábado practicando para el concurso de talentos.

Tom, Mary ve John Cumartesi gününü yetenek gösterisi için uygulama yaparak geçirdi.

Tom soñó que había ganado el concurso, pero que su premio había sido robado.

Tom yarışmayı kazandığını hayal etti fakat onun ödülü çalındı.

Gracias a sus propios esfuerzos y algo de suerte, ganó el primer premio en el concurso.

Kendi çabaları ve biraz şans sayesinde, o, yarışmada birincilik ödülünü kazandı.