Examples of using "Comparado" in a sentence and their turkish translations:
Londra, Tokyo'ya kıyasla küçüktür.
Londra Paris ile karşılaştırıldığında büyüktür.
Londra, Tokyo'ya kıyasla daha küçüktür.
Tokyo'ya kıyasla, Londra küçük.
Düne nazaran bugün hava daha güzel.
O erkek kardeşiyle karşılaştırıldığında, o kadar zeki değil.
Çin'in yanında, İsviçre terk edilmiş bir köydür.
Erkek kardeşi ile karşılaştırıldığında, o çok akıllı değil.
Seninkiyle karşılaştırınca benim arabam küçük.
- Bizim sorunlarımız onunkine kıyasla hiçbir şey.
- Onunki ile karşılaştırıldığında bizim sorunlarımız önemsiz.
Tom öğretmenini Hitler ile karşılaştırmamalıydı.
Maria bütün teklifleri kıyasladı ve bu villada karar kıldı.
dünyanın boyutu ile bizi koruduğu evrene kıyasla
Basketbolla karşılaştırıldığında, beyzbolun biraz yavaş ve sıkıcı olabileceği düşünülebilir.
Maç spikerleri vuvuzelaların seslerini "rahatsız edici" ve "şeytani" gibi çeşitli şekillerde tarif ettiler ve onu "gürültücü fillerin izdihamı", "sağır eden çekirge sürüsü", "katliam yolundaki bir keçi", "çok kızgın arılarla dolu büyük bir kovan" ve "hızlı ördek"'e benzettiler.