Translation of "Comparado" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Comparado" in a sentence and their turkish translations:

- Comparado con Tokio, Londres es pequeño.
- Londres es pequeño comparado con Tokyo.

Londra, Tokyo'ya kıyasla küçüktür.

Londres es grande comparado con París.

Londra Paris ile karşılaştırıldığında büyüktür.

Londres es pequeño comparado con Tokio.

Londra, Tokyo'ya kıyasla daha küçüktür.

Comparado con Tokio, Londres es pequeño.

Tokyo'ya kıyasla, Londra küçük.

Comparado con ayer, hace mejor tiempo hoy.

Düne nazaran bugün hava daha güzel.

Comparado con su hermano, no es tan inteligente.

O erkek kardeşiyle karşılaştırıldığında, o kadar zeki değil.

Comparado con China, Suiza es una aldea abandonada.

Çin'in yanında, İsviçre terk edilmiş bir köydür.

Comparado con su hermano, no es tan sabio.

Erkek kardeşi ile karşılaştırıldığında, o çok akıllı değil.

Mi auto es chico comparado con el tuyo.

Seninkiyle karşılaştırınca benim arabam küçük.

Nuestros problemas no son nada comparado a los suyos.

- Bizim sorunlarımız onunkine kıyasla hiçbir şey.
- Onunki ile karşılaştırıldığında bizim sorunlarımız önemsiz.

Tom no debería haber comparado a su profesor con Hitler.

Tom öğretmenini Hitler ile karşılaştırmamalıydı.

Maria ha comparado todas las ofertas y optó por esta villa.

Maria bütün teklifleri kıyasladı ve bu villada karar kıldı.

comparado con el tamaño de la Tierra y el cosmos del que nos protege,

dünyanın boyutu ile bizi koruduğu evrene kıyasla

Comparado con el baloncesto, el béisbol quizás se considere un poco lento y aburrido.

Basketbolla karşılaştırıldığında, beyzbolun biraz yavaş ve sıkıcı olabileceği düşünülebilir.

Los comentaristas han descrito el sonido de las vuvuzelas como "molesto" y "satánico", y lo han comparado con "una estampida de elefantes ruidosos", "una plaga ensordecedora de langostas", "una cabra camino del matadero", "una colmena gigante llena de abejas muy furiosas" y "un pato drogado con anfetas".

Maç spikerleri vuvuzelaların seslerini "rahatsız edici" ve "şeytani" gibi çeşitli şekillerde tarif ettiler ve onu "gürültücü fillerin izdihamı", "sağır eden çekirge sürüsü", "katliam yolundaki bir keçi", "çok kızgın arılarla dolu büyük bir kovan" ve "hızlı ördek"'e benzettiler.