Examples of using "Catástrofe" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir felaket.
Ne felaket ama!
Bu bir felaket.
Bu korkunç olayın yaşandığı sırada
Büyük bir felaket bekleniyor.
Bir felaket engellendi.
Norveçliler için bir felaketti ama İngilizler için de bir felaketti,
Birkaç yolcu felaketi atlattı.
Ne yazık ki, birkaç yolcu felaket atlattı.
Stamford Bridge Muharebesi elbette bir felaketti.
Sel, yaşadıkları en büyük felaketti.
- Bugün Çernobil felaketiyle ilgili bir film izledim.
- Bugün Çernobil faciasıyla ilgili bir film izledim.
Yapabilecekleri en iyi şey, kaçınılmaz felaketi bekleyip
ve felakete işaret eden şey, son zamanlarda sahillerin