Translation of "Apareció" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Apareció" in a sentence and their turkish translations:

Nadie apareció.

Kimse gelmedi.

Apareció humo.

Duman ortaya çıktı.

No apareció.

Görünmedi.

En efecto, apareció,

Hakikaten de geldi

Por fin apareció.

O sonunda ortaya çıktı.

Tom nunca apareció.

Tom hiç gelmedi.

Ella no apareció.

O görünmedi.

Tom no apareció.

Tom görünmedi.

No apareció nada.

Beklenenin tersine geri dönmedi.

- Él no apareció después de todo.
- No apareció nada.

Sonunda o gelmedi.

No apareció nadie más.

Başka hiç kimse gelmedi.

Apareció de la nada.

Aniden ortaya çıktı.

Finalmente, una ambulancia apareció.

Sonunda bir ambulans geldi.

¿Su cadáver nunca apareció?

Onun vücudu asla iyileşmedi.

- Esperamos largo rato, pero no apareció.
- Esperamos mucho rato, pero no apareció.

Biz uzun süre bekledik ama o görünmedi.

Una chica apareció ante mí.

Benim önümde bir kız göründü.

Tom apareció justo a tiempo.

Tom tam zamanında geldi.

Él apareció en muchas películas.

O, pek çok filmde göründü.

Luego el proyecto apareció en Internet,

Proje çevrim içinde de ilgi çekti,

Apareció a principios de mi carrera.

Kariyerimin ilk zamanlarında başladı.

Más tarde, apareció en este día.

daha sonra bu gün yüzüne çıktı

Él apareció una hora más tarde.

O, bir saat sonra geldi.

El sol apareció en el horizonte.

Güneş ufukta göründü.

El barco apareció en el horizonte.

Gemi ufukta göründü.

Él no apareció después de todo.

Beklenenin tersine dönmedi.

Un hombre apareció por la puerta.

Kapıda bir adam göründü.

Su foto apareció en el periódico.

Onun resmi gazetedeydi.

El director apareció en el escenario.

- Koro şefi sahnede göründü.
- Koro şefi sahneye çıktı.

- Un oso apareció repentinamente en frente de nosotros.
- De repente, un oso apareció frente a nosotros.

- Aniden önümüzde bir ayı göründü.
- Aniden karşımıza bir ayı çıktı.

Apareció un gato de abajo del escritorio.

Masanın altından bir kedi çıktı.

Mi vestido azul apareció manchado de sangre.

Benim mavi elbisemde bir kan lekesi ortaya çıktı.

Esperé por horas, pero ella no apareció.

Saatlerce bekledim ama o gelmedi.

Hubo un silencio incómodo cuando él apareció.

O göründüğünde garip bir sessizlik vardı.

Una mujer apareció detrás de un árbol.

Ağacın arkasından bir kadın çıktı.

Tom apareció el lunes por la noche.

Tom pazartesi gecesi geldi.

De repente, el titular apareció en los periódicos.

Birden gazetelerde şu manşet atıldı

Corrió por su vida cuando el oso apareció.

Ayı göründüğünde o, hayatını kurtarmak için kaçtı.

Él no apareció hasta tarde en la noche.

Gece geç saatlere kadar görünmedi.

Un gato apareció desde atrás de la cortina.

- Perdenin arkasından bir kedi belirdi.
- Perdenin arkasından bir kedi çıktı.

De repente apareció un hombre en la puerta.

Kapı girişinde aniden bir adam göründü.

Tom apareció en la fiesta vestido de pirata.

Tom partide bir korsan gibi giyinmiş olarak ortaya çıktı.

Esperé durante una hora, pero él no apareció.

Bir saat bekledim fakat o görünmedi.

Apareció de repente tras tres años de ausencia.

Üç yıllık yokluğun ardından aniden ortaya çıktı.

Tom no apareció hasta después de la reunión.

Toplantı bitinceye kadar Tom gelmedi.

Me pregunto por qué Tom no apareció anoche.

Tom'un dün gece niçin gelmediğini merak ediyorum.

Anoche Takashi se me apareció en un sueño.

Takashi dün gece rüyama girdi.

No apareció en las estrellas en las fotos tomadas.

Çekilen fotoğraflarda yıldızlarda görünmüyordu

Un hombre valiente y curioso apareció en ese momento.

O dönemde meraklı cesur bir adam ortaya çıktı

El 13 de octubre, la primera nevada ligera apareció.

13 Ekim'de ilk kar hafif yağdı.

Beth tenía ganas de verle, pero él nunca apareció.

- Beth onunla tanışmak için can atıyordu fakat o asla gelmedi.
- Beth onunla görüşmeye can atıyordu fakat hiç gelmedi.

Mary apareció en el programa de televisión "Teen Mom".

Mary "Teen Mom" televizyon programına çıktı.

En su sueño apareció el rostro de un ángel.

Rüyasında bir meleğin yüzü göründü.

Este pueblo apareció en el camino migratorio de los elefantes.

birden fillerin göç yolu üzerinde bitiverdi.

En cuanto dejó de llover, apareció un bonito arco iris.

Yağmur durur durmaz güzel bir gökkuşağı çıktı.

Esperé a mi amigo durante media hora, pero no apareció.

Ben arkadaşımı yarım saat bekledim, ama o gelmedi.

Un artículo acerca de nuestra escuela apareció en el periódico.

Okulumuz hakkındaki bir makale, gazeteye çıktı.

Mi nombre apareció en todos los periódicos de nuestro país.

Adım ülkemin bütün gazetelerinde göründü.

Tom esperó un largo tiempo a Mary, pero nunca apareció.

Tom uzun süre Mary'yi bekledi ama o asla gelmedi.

Sobre la gentileza de un niño pequeño que apareció un día,

bir gün ortaya çıkan küçük bir çocuğun kibarlığı hakkında

Un hombre llamado Andrew Carlssin apareció en Estados Unidos en 2002.

Amerika'da 2002 yılında Andrew Carlssin adında bir adam ortaya çıktı

Después de la lluvia, el sol apareció de entre las nubes.

Yağmurdan sonra güneş bulutların arasından belirdi.

La lengua internacional Esperanto apareció en público a fines del 1887.

Uluslararası dil Esperanto, 1887'nin sonlarında ortaya çıktı.

¿El error se manifestó desde un principio o apareció más tarde? ¿Cuándo?

Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?

- Ella no apareció después de todo.
- Ella no se presentó después de todo.

O, beklenin tersine ortaya çıkmadı.

En los 90s, él apareció en pantallas de televisión por todo el país.

90'larda ülke çapında televizyon kanallarında boy gösterirdi

Tom prometió a Mary que se encontraría con ella anoche, pero nunca apareció.

Tom Mary'ye dün gece onunla buluşacağını söyledi ama asla gelmedi.

Cuando el cantante de rock apareció en el escenario, la audiencia del concierto ovacionó.

Rock şarkıcısı sahneye çıktığında, konserindeki izleyici yüksek sesle alkışladı.

Se suponía que nos íbamos a encontrar en el restaurante, pero Tom nunca apareció.

Restoranda buluşmamız gerekiyordu ama o asla gelmedi.

Ella le prometió encontrarse con él ayer por la noche, pero ella nunca apareció.

Dün gece onu istasyonda karşılayacağına söz verdi fakat o asla gelmedi.

Desde que apareció TiVo hace unos 8 o 9 años, hasta el día de hoy,

TiVo'nun çıktığı zamandan, ortalama 8 veya 9 sene önceden bugüne.

El fugitivo apareció en una pequeña ciudad a cincuenta millas de aquí, pero luego desapareció nuevamente.

Firari buradan elli kilometre uzaktaki küçük bir kasabada ortaya çıkmış, ama sonra gözden kaybolmuş.

- Pensé que un montón de gente iría con nosotros a hacer esquí acuático, pero no apareció absolutamente nadie más.
- Pensé que mucha gente iría a esquiar en el agua con nosotros, pero absolutamente nadie más apareció.

Bir grup insanın bizimle birlikte su kayağına gideceğini düşünmüştüm. Fakat kesinlikle başka hiç kimse gelmedi.

Un conejo color ceniza apareció y tan pronto me acerqué, saltó y corrió hacia el bosque de nuevo.

Kül rengi bir tavşan ortaya çıktı ve ben yaklaşır yaklaşmaz zıplayıp tekrar ormana doğru koştu.

Y cuando la escritura de fasa aga apareció en la pantalla, la pregunta vino a la mente de todos

birde ekranda faşo ağa yazısı çıkınca herkesin aklına şu soru geldi