Translation of "¡nueces" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "¡nueces" in a sentence and their turkish translations:

¡Nueces de pino!

Çam fıstığı!

Ellos están recogiendo nueces.

Onlar fındık topluyorlar.

- A María le gustan las nueces.
- A Mary le gustan las nueces.

Mary fındık sever.

¿Ven los restos de nueces?

Küçük fıstık parçalarını görüyor musunuz?

Mucho ruido y pocas nueces.

Bir kaşık suda fırtına!

- Ella come frutas o nueces como botanas.
- Para merendar, ella come frutas o nueces.

Aperitif olarak meyve ve fındık yer.

La ardilla estaba ocupada colectando nueces.

Sincap fındık toplamayla meşguldü.

Los animales estaban atareados recogiendo nueces.

Hayvanlar fındık toplamakla meşguldü.

Tom llenó su bolso de nueces.

Tom çantasını cevizle doldurdu.

Esta ardilla es alérgica a las nueces.

Bu sincabın fındığa alerjisi var.

A las ardillas les gustan las nueces.

- Sincaplar fındıkları sever.
- Sincaplar fındıklardan hoşlanır.

Para merendar, ella come frutas o nueces.

Aperitif olarak meyve ve fındık yer.

A las ardillas les gusta comer nueces.

Sincaplar fındık yemeyi sever.

El oso está comiendo muchas nueces, muchos frutos,

Bu ayı, bol miktarda fıstık ve meyve tüketiyor olmalı

Tal vez, nueces de ardillas o algo así.

Sincap cevizi gibi bir şeyler falan da olur.

Sí, miren, una reserva de nueces de ardilla.

Evet, bakın fıstıklarla dolu bir sincap zulası.

Las ardillas encuentran estas nueces en los abetos.

Sincaplar bu küçük çam fıstıklarını köknar ağaçlarından toplar.

¿Tiene usted algo con que cascar estas nueces?

Bu fındıkları kıracak bir şeyin var mı?

- Puede contener tuercas.
- Puede contener nueces.
- Puede contener restos de frutos secos.

Sert kabuklu meyveler içerebilir.

Y, a veces, ellas esconden sus nueces en la base de un árbol.

Bazen zulalarını... ...bir ağacın dibine saklarlar.