Examples of using "¡chris" in a sentence and their turkish translations:
Chris kılıcını salladı!
Chris'in bir arabası yoktu.
Phillip Atiba Goff: Teşekkürler, Chris.
Chris, vampir şövalyeyi yendi!
Chris yarın çalışamaz.
muhteşem kampanyalar var
Whitney Pennington Rodgers: Haklısın, Chris.
Chris'in süreceği bir arabası yoktu.
Chris fen dersinde geriye düşme riskinde.
Kate Chris'e baktı ve sonra onu görmezden geldi, bu onu perişan etti.
- Chris'i sevmiyorum çünkü o çok kaba ve duyarsız.
- Çok kaba ve duyarsız olduğu için Chris'ten hoşlanmıyorum.
Chris evleri boyamak için kiralandı ve para toplayabildi.
Chris kendi başarısından Beth'in mutlu olacağına emindi.
Chris ona bir hediye getirdi ve cesurca ona verdi.
Chris o zor ev ödevinden çok güzel bir derece aldı.
Chris, Beth'in değerli kol saatini bulamadığını duyduğunda üzüntüsünü gizleyemedi.