Examples of using "¡Él" in a sentence and their turkish translations:
O dener.
Koşuyor.
O yaşlanıyordu.
Bu o.
O, ağlıyordu.
Onun bir işi var mı?
- O, yalan söylüyor.
- Yalan söylüyor.
O naziktir.
O, karizmayı çizdirdi.
O kötüdür.
O gözlük takar.
Ona göre bir düzenleme yapıyor
O, sana ihanet etti.
O tembeldir.
O Japon mu?
Benim onunla gitmemi istiyor.
O, ağlamaya devam etti.
Onun gözlüğe ihtiyacı var.
O araba satar.
O onu seviyor.
O beni tanıyordu.
Ona ilgi duyuyorum.
O çok içer.
Onu severim.
O, arkadaş canlısı.
O yaşlıdır.
ön plana çıkarıp üstesinden gelin.
O güldü.
O hâlâ kızgın.
Ona güvenme.
diyordu
O, bağırdı.
O yaşlandı.
O koştu.
- O dışarı gitti.
- O gitti.
O, hızlandı.
O gelecek.
O istifa etti.
Geldi.
Yaşlanıyordu.
O, sabah kahvaltısı yaptı.
O konuştu.
Yer.
O koşar.
O ölecek.
O çalışıyor mu?
O sigara içti.
O hasta görünüyordu.
O zengin gibi görünüyor.
- Onun hasta olduğu söyleniyor.
- O hasta görünüyor.
- O bekar.
- O evlenmemiş.
O kurabiye yapıyor.
- O dürüst görünüyor.
- O, dürüst gibi görünüyor.
O Fransızca konuşabilir mi?
O, seni bekliyor olacak.
O bir ressam.
Bana ondan bahset.
- O yiyor.
- O yemek yiyor.
O onun için mükemmel bir adam.
O kapıyı arkasından kapattı.
O asla gülmez.
Ona güvendim.
O Arapça yazar.
O, ayakta duruyordu.
O bir yazar.
O şarkı söylemede iyidir.
- O yalan söylüyor.
- Yalan söylüyor.
O, onu yapmadığını söyledi.
O her şeyi eleştirir.
Ben on yıldır onunla evliyim.
Beni aldattı.
Onun bir arabası var.
Onun geldiğini gördüm.
O duygularını çok çabuk dışa vuran biri.
O çok cömert, bu yüzden onunla gidelim.
Ona güvenebilirsiniz.
Ona güvenebilirsiniz.
- O beş dil konuşabilir.
- O, beş dil konuşabilir.
- Beş dil konuşabiliyor.
O gözlük takıyor.
O bir iş arıyor.
O, onu kendisi denedi.
O, İngilizce öğretir.
O çok cimri.
O onu gizli tuttu.
O plandan vazgeçti.
O, kendine bu büyük odayı aldı.
O, rekoru kırdı.
Onun için sempati hissettim.
O hızlı öğrenir.
O pijamalarını giymiş.
O bir resim çekti.
Ondan bıktım.
O ahizeyi aldı.
O iyi yüzebilir.