Translation of "Miente" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Miente" in a sentence and their turkish translations:

- Él miente.
- Dice mentiras.
- Miente.
- ¡Él miente!
- ¡Está mintiendo!

- O yalan söylüyor.
- O, yalan söylüyor.

Entonces miente

yani yalan

Tomás miente.

- Tom yalan söylüyor.
- Tom yalan söyler.

Miente bien.

O iyi bir yalancı.

O alguien miente

veya birileri yalan söylüyor

Él nunca miente.

O asla yalan söylemez.

Él no miente.

- O yalan söylemez.
- O, yalan söylemez.

Ella nunca miente.

O, asla yalan söylemez.

Tom nunca miente.

Tom asla yalan söylemez.

- Él no miente.
- Ella no miente.
- Ella no dice mentiras.

O, yalan söylemez.

Pero... Esto no miente.

Ama... Bu yalan söylemez.

Pero esto no miente.

Bu yalan söylemez.

Uno de ellos miente.

Onlardan birisi yalan söylüyor.

- Ella te miente todo el tiempo.
- Ella todo el tiempo les miente.

O her zaman sana yalan söylüyor.

- Tom está mintiendo.
- Tomás miente.

Tom yalan söylüyor.

Yo reconozco cuando alguien miente.

Birinin ne zaman yalan söylediğini söyleyebilirim.

Tom piensa que Mary miente.

Tom Mary'nin yalan söylediğini düşünüyor.

Tom miente peor que Mary.

Tom Mary'den daha kötü bir yalancıdır.

- Él miente.
- Él está mintiendo.

- O, yalan söylüyor.
- Yalan söylüyor.

¿Por qué miente la gente?

Niçin insanlar yalan söylerler.

- Ella desprecia a la gente que miente.
- Él desprecia a la gente que miente.

O yalan söyleyen insanları hor görüyor.

- Todos mienten.
- Todo el mundo miente.

Herkes yalan söyler.

Tom miente a Mary con frecuencia.

Tom sık sık Mary'ye yalan söylüyor.

Él me miente todo el tiempo.

O her zaman bana yalan söylüyor.

Él te miente todo el tiempo.

O her zaman sana yalan söylüyor.

Ella me miente todo el tiempo.

O her zaman bana yalan söylüyor.

La gente miente todos los días.

İnsanlar her gün yalan söylerler.

Tom nunca le miente a Mary.

Tom, Mary'ye asla yalan söylemez.

Ella miente acerca de su edad.

O, yaşı hakkında yalan söylüyor.

- Fred siempre dice mentiras.
- Fred siempre miente.

- Fred her zaman yalan söylüyor.
- Fred hep yalan söylüyor.

- Miente bien.
- Él es un buen mentiroso.

O iyi bir yalancıdır.

- Él miente.
- Él está mintiendo.
- Está mintiendo.

- O yalan söylüyor.
- Yalan söylüyor.

Ella desprecia a la gente que miente.

O yalan söyleyen insanları hor görüyor.

- Tom no miente.
- Tom no está mintiendo.

Tom yalan söylemez.

- Él es un mal mentiroso.
- Él miente mal.

O kötü bir yalancıdır.

Tom le miente a Mary todo el tiempo.

Tom Mary'ye her zaman yalan söyler.

O es Tom, o es Mary quien miente.

Ya Tom yalan söylüyor ya da Mary yalan söylüyor.

Tom no miente, porque es un chico honesto.

Tom dürüst bir çocuk, bu yüzden yalan söylemez.

- Tom no le cree a María. Él cree que ella miente.
- Tom no cree a María, piensa que miente.

Tom Mary'ye inanmıyor. Onun yalan söylediğini düşünüyor.

No se puede confiar en ella porque miente harto.

Ona güvenilemez çünkü sık sık yalan söylüyor.

Ya te lo había dicho yo, que Marco miente más que habla.

Marco'nun konuşmaktan daha çok yalan söylediğini zaten sana söylemiştim.

La gente a menudo miente acerca de lo que hicieron el fin de semana para que sus amigos no se den cuenta de lo aburridos que en realidad son.

İnsanlar hafta sonunda ne yaptıkları hakkında sık sık yalan söylerler. Böylece arkadaşları onların gerçekten ne kadar sıkıcı olduklarını fark etmez.