Examples of using "шанса" in a sentence and their turkish translations:
Onlara bir şans vermedin.
Sen bize hiç şans vermedin.
Ona bir şans vermedin.
Ona bir şans vermedin.
Herkes ikinci bir şansı hak eder.
Tom ikinci bir şansı hak ediyor.
Hepimiz bir şansı hak ediyoruz.
Tom'a bir fırsat verilmedi.
Bana bir şans verilmedi.
- Şansın yok.
- Şansınız yok.
Kimse ona uygun bir fırsat tanımadı.
Tom bir şans daha hak etmiyor.
Senin bir şansın olmayacak.
Tom Mary'ye bir şans vermedi.
Onların şansı yoktu.
Tom bir şans daha hak ediyor.
Tom Mary'ye bir şans vermeyecek.
- Başka bir şansı hak ediyorum.
- Bir şansı daha hak ediyorum.
- Şansımız yoktu.
- Fırsatımız olmadı.
Senin şansın yok.
Hiç kimsenin şansı yoktu.
İkinci bir şans daha vermem.
Tom'un şansı olmayacak.
- Tom hayatta kalma şansına sahip değildi.
- Tom'un hayatta kalma şansı yoktu.
Başka şansımız olmayacak.
Tek bir şansın bile yok!
Birinci nedeni Türkiye'nin AB üyesi olma ihtimalinin
Bir dahaki sefere aynı şansın olmayacak.
Yardımın olmadan Tom'un şansı olmaz.
Tom'un başka şansı olmayabilir.
Ona karşı bir şansın yok.
Başka bir fırsatım olmayabilir.
Elimize bir fırsat geçmedi.
- İkinci şans olmayacak.
- İkinci bir fırsat olmayacak.
Seçeneklerinin olmadığını anladılar.
- Beni yenmek için tek bir şansın bile yok!
- Beni yenmek için hiç şansın yok.
Sen asla bana bir şans vermedin.
Tek şansımız bu.
Bu benim tek şansım.
Bu onların tek şansı.
Bu onun tek şansı.
Bir şey yemek için bir fırsatım bile olmadı.
Benim bir şansım yoktu.
Tom'un ne düşündüğünü Mary'ye söyleme fırsatı yoktu.
Kaçmak için şansım yoktu.
Buralarda demiri kızgınken vur, dedikleri söz var. Böyle fırsat size bir daha gelmez.
Bu şansı tekrar yakalayamayabilirsin.
Bizim hiç kazanma şansımız yok.
Onun rakibine karşı bir şansı yok.