Translation of "стоя" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "стоя" in a sentence and their turkish translations:

Нам аплодировали стоя.

Biz ayakta alkışlandık.

Я поем стоя.

Ayakta yiyeceğim.

Я сплю стоя.

Ayakta uyuyorum.

Лошади спят стоя.

Atlar ayakta uyurlar.

Художник рисовал стоя.

Ressam ayakta boyadı.

Публика устроила Тому овацию стоя.

İzleyiciler Tom'u ayakta alkışladılar.

Это правда, что лошади спят стоя?

Atların ayakta uyudukları doğru mu?

Лучше умереть стоя, чем жить на коленях.

Dizlerimizin üzerinde yaşamaktansa, ayaklarımızın üzerinde ölmek daha iyidir.

Том продолжал мерзнуть, даже стоя прямо перед печкой.

Tam sobanın önünde dursa bile Tom hâlâ üşüyordu.

- Я сплю стоя.
- Я сплю в стоячем положении.

Ben ayakta uyuyorum.

Я целых два часа прождал автобус, стоя под снегом.

İki saat süresince karın içinde otobüsü bekledim.

Могу ли я использовать нетбук, стоя в переполненном поезде?

Kalabalık bir trende dayanırken netbook kullanabilir miyim?

Поскольку за столом уже не было места, мне пришлось есть стоя.

Sofrada yer kalmadığı için ayakta yemek zorunda kaldım.

«Лучше умереть стоя, чем жить на коленях». — «Тогда почему ты ещё не умер?»

"Dik durarak ölmek, dizlerinin üstünde yaşamaktan iyidir." "O halde neden hala hayattasın?"