Examples of using "пристёгнут" in a sentence and their turkish translations:
Tom emniyet kemeri takmıyordu.
Tom bir emniyet kemeri takıyordu.
Tom emniyet kemeri takıyor muydu?
Hiçbiri emniyet kemeri takmıyordu.
Hiç kimse emniyet kemeri takmıyordu.
Tom bir emniyet kemeri takmıyordu.
Emniyet kemerimi takmadım.
Neyse ki, Tom emniyet kemerini takıyordu.
Lütfen emniyet kemerinizi taktığınızdan emin olunuz.
Onu kilitsiz bıraktığı için onun bisikleti çalındı.