Examples of using "привязан" in a sentence and their turkish translations:
O, ona derinden bağlıdır.
Bir iple ağaca bağlıydı.
Ben ona bağlandım.
ve ölüm anını tam yumurtaların çatlayacağı zamana göre ayarlıyordu.
Tom, babasının ona vermiş olduğu golf kulübüne çok bağlı idi.