Examples of using "пол" in a sentence and their turkish translations:
Zemin çöktü.
Yeri süpür.
Yere bak.
Zemin çamurlu.
Zemin çöktü.
Zemin soğuk.
Zemin gıcırdadı.
Zemin pürüzlüydü.
Zemin kaygan.
Ahşap bir zemin güzeldir.
Zemin tozla kaplıydı.
Kutuyu yere koy.
Zemin çok soğuktu.
Zemin hâlâ ıslak.
- Zemin kaygan, bu yüzden dikkatli olun.
- Zemin kaygan, bu yüzden dikkatli ol.
Yavaşla!
Hizmetçi yeri sildi.
- Zemini parlatın.
- Yerleri cilala.
Tom yeri paspaslıyor.
Tom zemini süpürdü.
Zemin çok soğuk.
Zemin soğuktu.
Yeri süpürüyorum.
Paul Otto'dan daha zeki.
Zemin çok kaygan.
Dikkatli ol, yer ıslak.
- Paul çok konuşur.
- Paul çok konuşuyor.
Zemini süpürdüm.
Zemini süpüreceğim.
Mutfakta zemini süpürdüm.
Halıyı yere serdi.
Zemin temiz tutulmalıdır.
Yere bir şey atma.
suyun yerlere aktığını,
Paul İngilizceyi matematiğe tercih eder.
Paul, saat gibi dakiktir.
Paul kızardı ve başını çevirdi.
Paul nerede?
O, yere düştü.
Tom yere baktı.
Kitap yere düştü.
Tom yeri gösterdi.
Tom yeri süpürmeye devam etti.
Tom yere oturdu.
Tom yere düştü.
- Yer ıslak ve kaygan.
- Yerler ıslak ve kaygan.
Tom ansızın yere yığıldı.
Zemin ayaklarımın altında!
Paul bira sevmez.
Tom bir paspas ile zemini temizledi.
Yere baktım.
Zemin yeni cilalandı.
Gözlüğün yere düştü.
Onu yere koy.
ayak tabanlarınız yere değecek şekilde olsun ,
Özellikle şurada Paul'a bir bakın.
Cinsiyetiniz, ırkınız, kökeniniz
Yer çok temiz olmalı.
O yere düz düştü.
Adımına dikkat et. Zemin kaygan.
O silahı yere bıraktı.
- Tom çok kolay sinirlenir.
- Tom çok çabuk sinirlenir.
Yumurtayı yere döktüm.
Döşemenin her tarafında kan vardı.
Ona yeri süpürttüm.
Merhaba Paul.Her zamanki gibi meşgul mü?
Kampın yarısı yürüyüşe çıktı.
Zemin tamamen büyük bir halı ile kaplıydı
Kim sütü yere döktü?
Ben mutfak zeminini süpürdüm.
Yere bir parça kağıt düştü.
Tom Mary'den yeri süpürmesini istedi.
- Yere kim mürekkep döktü?
- Mürekkebi yere kim döktü?
Tom yüzüstü yere düştü.
Zemin ıslak ve kaygan. Dikkatli ol!
Tom ayaklarını yere koydu.
Zemin suyla ıslanmıştı.
Yarın sabah zemini paspas edeceğime söz veriyorum.
Vazo yere düştü ve parçalandı.
Ben senin oda arkadaşın Paul'üm.
Kitaplarını yere düşürdü.
Tabak kazara yere düştü.
Bu zemini süpürmek için, bir süpürge isteyin .
- Ben oda arkadaşın Paul'üm.
- Ben Paul, senin oda arkadaşın.
Paul eli saçının arasında koştu.
Parke zeminleri halıya tercih ederim.
Kavanoz yere çarptığında paramparçaydı.
Herkes çöksün!
Dikkat edin. Yer kaygan.
Tom kazara yere bir yumurta düşürdü.