Examples of using "холодный" in a sentence and their turkish translations:
Rüzgar bugün soğuk.
Kahve soğuk.
Çorba soğuk.
Limonata soğuk.
Zemin soğuk.
Buz soğuktur.
Soğuk mu?
Soğuk bir rüzgar esiyordu.
Buz soğuk mu?
Zemin çok soğuk.
Zemin soğuktu.
Bugün soğuk bir rüzgar var.
O soğuk bir gündü.
Buz çok soğuk.
Soğuk bir rüzgar esiyor.
Ben soğuk kahve sevmiyorum.
Soğuk hava Tom'u yeniden hayata döndürdü.
Benim ev çok soğuk.
Kahve soğuk.
- Kanada soğuk bir iklime sahiptir.
- Kanada'nın soğuk bir iklimi vardır.
Kar güzel ama soğuk.
Tom soğuk bir duş aldı.
Ben soğuk bir duş aldım.
Ocak genelde en soğuk aydır.
Kış yılın en soğuk mevsimdir.
Denizden soğuk rüzgar esiyor.
Ecel terleri döktüm.
Kuzeyden gelen soğuk bir rüzgar var.
Ev soğuk.
Şubat, yılın en soğuk ayıdır.
Geceleri soğuk havanın alçalacağı bir yer vardır.
Buradan soğuk hava geldiğini hissedebiliyorum.
Soğuk rüzgar iliklerime kadar üşüttü.
Soğuk iklim onun sağlığını etkiledi.
O, bana her zaman soğuk davranır.
Soğuk çay içmek istemiyorum.
Yüzüne soğuk rüzgar esti.
Tom bu sabah soğuk bir duş aldı.
Yüzümde soğuk bir rüzgar hissettim.
Ev çok soğuk.
Soğuk çaydan daha çok sıcak çayı severim.
Evde soğuk bir rüzgar esti.
O buz gibi soğuk.
Zemin çok soğuktu.
- Hava gün boyu nemli ve soğuktu, tam bir güz günüydü yani.
- Rutubetli ve soğuk bir gündü; klâsik bir sonbahar günü işte.
Nisanda aydınlık soğuk bir gündü ve saat on üçü vuruyordu.
- Soğuk bir günde kimse dışarıda çalışmak istemez.
- Hiç kimse soğuk bir günde dışarıda çalışmak istemez.
Ocak ayında hava burada çok soğuk.
Öylesine soğuk bir gündü ki caddede hiç kimse yoktu.
Öylesine soğuk bir gündü ki dışarı çıkmamaya karar verdik.
Böyle soğuk bir günde dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
Tom hararetli ve yorgun görünüyordu, ona soğuk bir içecek teklif edip, oturup dinlenmesini söyledim.