Examples of using "поколение" in a sentence and their turkish translations:
Benim jenerasyonum
Yeni nesil.
Bu en küçük jenerasyondur,
bizim neslimiz böyleydi
Daha genç kuşak şeylere farklı şekilde bakar.
Her nesil tarihi yeniden yazar.
Her nesil kendini kayıp nesil olarak görür.
Bu yeni nesil bir çamaşır makinesi.
Genç kuşak internetle büyüdü.
Bu hareketin ismini bizzat gençler koydu.
bulamamış bir nesil var ortada
Bir sonraki nesile olan inancım artıyor.
Unutmayın, bu farklı vücutların, çeşitliliğin olduğu bir nesil.
Ve de Y jenerasyonu -- ''herkes bir kurdele alır'' jenerasyonu --
Generation Unlimited
90 nesli biraz sorunlu gibi sanki
Teleskop görmeden büyüyen neslimiz çok fazla
Görenek nesilden nesile devredildi.
Bu gelenek nesilden nesile geçirildi.
Birinci nesil robotlar 1962 yılında ortaya çıktı.
İnsan yanılabilir, bütün bir jenerasyonun yanılabileceği gibi.
Doğrusu, işkolik terimi için bu jenerasyona teşekkür edebiliriz.
İkinci nesil robotlar 70li yıllarda görülmeye başlandı.
çünkü biz sesli bir şekilde jenerasyonlar gerçektir dedik.
Normalde, anneleri doğum yapınca su samuru yavruları aileden ayrılır.
her gün barındırdığımız gizli yetenekleri ve tutkuları
ama böyle yetişen nesli de TikTok'da görüyoruz
yeni nesil belki bunların hiçbirini bilmiyor
ama bizi,m neslimiz biliyor. Biz o neslin son
biz ders çalışacağız diye bilgisayar aldırmış bir nesiliz
Teniste doksanlı nesil şimdiye kadar son derece başarısız oldu, kızgın hayranlar söylüyor.
biz babamıza annemize ders çalışacağız diye bilgisayar aldırmış bir nesiliz unutmayın