Examples of using "начинаю" in a sentence and their turkish translations:
Sinirleniyorum.
Yarın başlarım.
Sanırım anlamaya başlıyorum.
Öğleyin başlıyorum.
Bu akşam başlıyorum.
Klostrofobim artmaya başlıyor.
Ben yaşlanmaya başlıyorum!
Hatırlamaya başlıyorum.
Jeton yeni yeni düşmeye başladı.
- Yorulmaya başlıyorum.
- Ben yorulmaya başlıyorum.
Endişelenmeye başlıyorum.
Yarın başlarım.
Endişeleniyorum.
Şüphe duymaya başlıyorum.
Bundan pişman olmaya başlıyorum.
Kendimi suçlu hissetmeye başlıyorum.
ek işler yapmaya başlıyor
Ondan nefret etmeye başlıyorum.
Sabrımı kaybetmeye başlıyorum.
Şimdi anlamaya başlıyorum.
Ben Almanca öğrenmeye başlıyorum.
Sanırım anlamaya başlıyorum.
Sebebini anlamaya başlıyorum.
Umudumu kaybetmeye başlıyorum.
Acıkmaya başlıyorum.
Onu sevmemeye başlıyorum.
Acıkmaya başlıyorum.
Fransızca öğrenmeye başlıyorum.
Ben susuyorum.
- Yeni bir hayata başlıyorum.
- Yeni bir yaşama yelken açıyorum.
- Ciddi olduğunu düşünmeye başlıyorum.
- Ciddi olduğunuzu düşünmeye başlıyorum.
Haklı olduğunu düşünmeye başlıyorum.
Çalışmaya sabah saat sekizde başlıyorum.
Ben karanlığa alışmaya başlıyorum.
Onu kendim gerçekleştirmeye başlıyorum.
Buna alışmaya başlıyorum.
Fikri almaya başlıyorum.
Aptalca hissetmeye başlıyorum.
Yoruluyorum.
Buna inanmaya başlıyorum.
Sana aşık olmaya başlıyorum.
Ondan şüphelenmeye başlıyorum.
Bugünden itibaren okumaya başlayacağım.
Saat dokuzda işbaşı yapıyorum.
Şimdiden büyükannemin yüzünü unutuyorum.
Ne demek istediğini anlamaya başlıyorum.
Yoruluyorum. Araba sürme sırası sende.
Yalnız yemek yemeye alışıyorum.
Buradaki yiyeceğe alışıyorum.
Ben burada yaşamaya alışmaya başlıyorum.
Tom'a karşı sabrımı kaybetmeye başlıyorum.
Ben acıkıyorum.
Kontrolümü kaybetmeye başlarım.
Gerçekten Avustralya'dan nefret etmeye başlıyorum.
Burada henüz şimdiden bir sürü cevap görüyorum.
Bunun imkansız olacağını görmeye başlıyorum.
Başladığımı bitirmeyi seviyorum.
Uyuyacağım çünkü gittikçe yoruluyorum.
Tom'u işe aldığıma pişman olmaya başlıyorum.
Yaşlanıyorum.
Yakışıksız hissetmeye başlıyorum.
Tom'u neden sevmediğini anlamaya başlıyorum.
Her nedense okumaya başladığımda kendimi uykulu hissediyorum.
Daha çok Fransızca çalışmadığıma pişman olmaya başlıyorum.
Bu oyunu neden bu kadar çok sevdiğini anlamaya başlıyorum.
Ben biraz aç hissetmeye başlıyorum.
Tom'un Boston'u neden sevdiğini anlamaya başlıyorum.
Hayatımın aşkı olduğumdan kuşkulanmaya başlıyorum.
Bunu asla yapamayacağımızı düşünmeye başlıyorum.
Tom'a yardım etmek için yapabileceğimiz hiçbir şey olmadığını düşünmeye başlıyorum.
Ben bir temmuzda işime başlayacağım.
Seni düşünmeye başlar başlamaz, nabzım yükseliyor.
Gerçekten bundan bıkıyorum.
Bunu yapmaya alışıyorum.
Bunu yapmaktan usanıyorum.
Tom benim en iyi arkadaşım olmasına rağmen, ondan nefret etmeye başlıyorum.
Bazı şeyleri neden Tom'a açıklama zahmetinde bulunmadığını anlamaya başlıyorum.
Lütfen kötü İngilizcemi affedin. Ben dili yeni öğrenmeye başlıyorum.
Ne zamam yatağıma uzanıp bir kitap okusam, uykuya dalarım.
Tom'un hatalı olduğuna asla ikna edemeyeceğimize inanmaya başlıyorum.